Çerkesler, Kara Günü Olan 21 Mayıs'ı Bugün Buruk Bir Şekilde Olarak Anacak!

Ana vatanlarında 21 Mayıs 1864’e kadar, 100 yılı aşkın süre işgal girişimine direnen Çerkesler dayanacak güçleri kalmadığı için bu tarihte silahlarını bırakmak zorunda kaldılar. Çerkesler,21 Mayıs'ı koronavirüs salgı nedeni ile bugün buruk bir şekilde anacak.

Çerkesler, Kara Günü Olan 21 Mayıs'ı Bugün Buruk Bir Şekilde Olarak Anacak!
21 Mayıs 2020 - 12:19
İşgalciler modern tarihte ilk defa görülen bir uygulama ile sadece soykırım ve işgal ile yetinmeyip hayatta kalan Çerkesleri de anayurtlarından zorla çıkardılar. Sürdüler. Rus çarlığının bu acımasız emperyalist uygulaması ile 2 milyonu aşkın Çerkesyalı anavatanlarından, yurtlarından, köylerinden, evlerinden silah gücü ile çıkarıldı. Ufak teknelere, kayıklara tıklım tıklım gelişigüzel doldurularak Osmanlı topraklarına gönderildiler. Kimileri Osmanlı kıyılarına çıkabildi, çoğunluğu ise Karadeniz’in kara soğuk sularında can veren vatandaşları için bugün Çekrkes dernekleri denize çiçek bırakarak anıyordu. Koronavirüs ne dedeni ile anma programını buruk bir şeklide olarak kutlayacak.
Tarihinde Büyük Bir Kırılma Noktası, “Yurtlarını Çalma, Yerli Halkları Yok Etme”
Modern dünya tarihinde bir ilk yaşandı. Modern tarihin en acımasız yöntemi olan Halkları Soykırıma Uğratıp Yurtlarını Çalma, Canını Kurtarabilenleri Etnik Temizliğe Uğratmak Amacıyla Sürgüne Yollama modern tarihte ilk defa Çerkeslere uygulandı. Bu yöntemin uluslararası alanda yeterince tepkiyle karşılaşmaması, hatta tepkisiz kalınması, bir anlamda kabul görmesi ve bunun bir emperyalist yöntem olarak sözde “başarılı” olması, modern tarihin diğer tüm soykırımlarına ilham verdi. Kendinden sonraki tüm soykırımların da tetikleyicisi oldu.
Çerkes Soykırımı; Kendisinden Sonra Yaşanacak Başka Soykırımlara Model Oluşturdu!
Çerkeslerin başına gelen bu büyük soykırımı anlamadan diğer soykırımları anlamak, açıklamak mümkün değildir. Çerkes Soykırımı dünya çapında güçlü bir tepki ile karşılaşsaydı, diğer soykırımlar da kesinlikle olmazdı diyebiliriz. Çünkü kimse bir daha böyle bir kötülüğü bir halka yapmaya cesaret edemezdi. Ancak ne yazık ki tam tersine Çerkes soykırımı uluslararası ortaklıkla, bazı ülkelerin de katilin yanında yer almasıyla bilinçli olarak unutturulmaya çalışıldı ve büyük oranda da unutturuldu.
Geçmişteki Karanlık Günlerini Hafızalarından Atamayan Çerkeşler O Günü Yaşıyorlar...
Çerkesler sürgün yollarında, çoluk çocuk, yaşlı genç, aç açık kaldılar, yorgunluktan, gıdasızlıktan susuzluktan sefil oldular, hastalıktan öldüler. Harami çetelerinin silahlı saldırılarında öldürüldüler. Bütün bunları aşıp sağ kalabilenlerinin büyük bir kısmı da balık istifi dolduruldukları teknelerin batması, batırılması sonucu Karadeniz’de boğularak öldü. Çerkeslerin sürgün yolunu tamamlayıp Osmanlı kıyılarına sağ varabilenlerinin sayısı 1,5 milyonu zor buluyordu. 2,5 milyonu aşkın Çerkesyalı anayurdunda geriye en iyi tahminle ancak 500 bin insan kalabilmişti. 500 bine yakın insan yollarda öldürülmüş veya Karadeniz’in karanlık sularına gömülmüştü. Çerkeslerin acısı bitmemişti. Sürgün yerleri de “cennet” değildi. Sürgün topraklarında da hastalıktan, açlıktan kırılmaya devam ettiler İşte biz sürgün çocukları yani Çerkesler çiçek mevsimindeki bu kara günleri her 21 Mayıs’ta asla unutmadılar ve unutturmayacaklar.
Köksal ÖNER
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum