Değişim Sonrası...
Saadet Partisi Samsun İl Başkan Temel Armutçu; 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Değişikliği halk oylamasında yüzde 51,41 "Evet" çıkmasıyla, ülkemizde yeni bir yürütme sistemi kuruldu, adına da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denildi.
17 Mayıs 2020 - 14:02
Bu sistem; Cumhurbaşkanını yürütmenin başı yaptığı gibi kuvvetlendirilmiş yetkilerle de donattı.
10 Temmuz 2018 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tüm kadrolara atamanın Cumhurbaşkanınca yapılacağı kuralı getirildi.
Bakan Yardımcılarını, Genel Müdürleri, Genel Müdür Yardımcılarını, Valileri, Kaymakamları, Bakanlık İl Müdürlerini, İl Müftülerini, Müfettişleri, Rektörleri vs. düşünebileceğiniz tüm kadroları tek bir imza ile Cumhurbaşkanı atayabiliyor.
Biraz empati yaparak örneklendirelim isterseniz. Bakan olarak atandığınızı düşünün. Bakan olarak Yardımcınızı, Genel Müdürünüzü, Genel Müdür Yardımcınızı, İl Müdürünüzü atayamıyorsunuz. Ama Bakansınız. Ne hissedersiniz?
Coronavirus salgınının insan üzerindeki yıkıcı etkisi maalesef devam ettiği gibi dünya ülkeleri üzerindeki ekonomik yıkım etkisi de devam ediyor. Ülke ekonomileri büyük sarsıntılar yaşıyor. Ekonomik açıdan zayıf olan ülkelerde ise etkisi daha şiddetli hissediliyor. Ülkemizde maalesef bu etkiyi şiddetli hisseden ülkeler arasında.
31 Aralık 2019 itibarıyla 437 milyar dolar dış borcu, 31 Mart 2020 itibarıyla da 930 milyar lira iç borcu olan bir ülkeyiz. Merkezi yönetim bütçemizin 4 aylık vahim durumunu ise bir önceki basın açıklamamızda belirtmiştik.
Coronavirus tedbirleri kapsamında işyeri sahiplerinin ve işverenin vergi, prim, stopaj, KDV gibi devlete ödemesi gereken mükellef ödemelerinin ertelenmesi, ötelenmesi yapılmıştı. Bu ertelenen, ötelenen ödemelerin zamanı geldiğinde, zamanında yapılması gereken ödemelerle üst üste geleceği için ayrı bir sıkıntı oluşturacağı apaçık ortadır. Hâliyle, sıkıntılı olan işveren ve esnafın sıkıntıları daha da artmış olacaktır.
Piyasa koşullarını dengeleyemeyen, iç ve dış borç yükünün altında ezilen, ekonomik krizi toplumun her kesimine hissettiren iktidar da durum daha kötüye gitmeden, kendilerince Coronavirus ile yapılan mücadelede elde ettiklerini düşündükleri başarılarını da kaybetmeden, büyük bir olasılıkla 2021 yılının Nisan-Eylül ayları arasında erken seçime gider.
Cumhurbaşkanlığının el değiştirmesi sonrasında ise Cumhurbaşkanlığının 3 sayılı kararnamesine istinaden tüm bürokrasinin değişme ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Bugünkü havuz medyasının, o zamanki gazete başlıklarını şimdiden görür gibiyim: "Bürokraside büyük kıyım."
16 Nisan 2017 Anayasa Referandumunda "Evet" oyu kullananların ve kullanılması için çaba sarf edenlerin, o zaman bu başlığı atmaya hakları olacak mı?
10 Temmuz 2018 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tüm kadrolara atamanın Cumhurbaşkanınca yapılacağı kuralı getirildi.
Bakan Yardımcılarını, Genel Müdürleri, Genel Müdür Yardımcılarını, Valileri, Kaymakamları, Bakanlık İl Müdürlerini, İl Müftülerini, Müfettişleri, Rektörleri vs. düşünebileceğiniz tüm kadroları tek bir imza ile Cumhurbaşkanı atayabiliyor.
Biraz empati yaparak örneklendirelim isterseniz. Bakan olarak atandığınızı düşünün. Bakan olarak Yardımcınızı, Genel Müdürünüzü, Genel Müdür Yardımcınızı, İl Müdürünüzü atayamıyorsunuz. Ama Bakansınız. Ne hissedersiniz?
Coronavirus salgınının insan üzerindeki yıkıcı etkisi maalesef devam ettiği gibi dünya ülkeleri üzerindeki ekonomik yıkım etkisi de devam ediyor. Ülke ekonomileri büyük sarsıntılar yaşıyor. Ekonomik açıdan zayıf olan ülkelerde ise etkisi daha şiddetli hissediliyor. Ülkemizde maalesef bu etkiyi şiddetli hisseden ülkeler arasında.
31 Aralık 2019 itibarıyla 437 milyar dolar dış borcu, 31 Mart 2020 itibarıyla da 930 milyar lira iç borcu olan bir ülkeyiz. Merkezi yönetim bütçemizin 4 aylık vahim durumunu ise bir önceki basın açıklamamızda belirtmiştik.
Coronavirus tedbirleri kapsamında işyeri sahiplerinin ve işverenin vergi, prim, stopaj, KDV gibi devlete ödemesi gereken mükellef ödemelerinin ertelenmesi, ötelenmesi yapılmıştı. Bu ertelenen, ötelenen ödemelerin zamanı geldiğinde, zamanında yapılması gereken ödemelerle üst üste geleceği için ayrı bir sıkıntı oluşturacağı apaçık ortadır. Hâliyle, sıkıntılı olan işveren ve esnafın sıkıntıları daha da artmış olacaktır.
Piyasa koşullarını dengeleyemeyen, iç ve dış borç yükünün altında ezilen, ekonomik krizi toplumun her kesimine hissettiren iktidar da durum daha kötüye gitmeden, kendilerince Coronavirus ile yapılan mücadelede elde ettiklerini düşündükleri başarılarını da kaybetmeden, büyük bir olasılıkla 2021 yılının Nisan-Eylül ayları arasında erken seçime gider.
Cumhurbaşkanlığının el değiştirmesi sonrasında ise Cumhurbaşkanlığının 3 sayılı kararnamesine istinaden tüm bürokrasinin değişme ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Bugünkü havuz medyasının, o zamanki gazete başlıklarını şimdiden görür gibiyim: "Bürokraside büyük kıyım."
16 Nisan 2017 Anayasa Referandumunda "Evet" oyu kullananların ve kullanılması için çaba sarf edenlerin, o zaman bu başlığı atmaya hakları olacak mı?
FACEBOOK YORUMLAR