Üretimden Tüketime Fındığı Değerlendirdi

Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Edip Sevinç, başta 2021 ürünü rekolte olmak üzere, fındık sektörünün son günlerde gündemi meşgul eden konularından bazılarına değindi.

Üretimden Tüketime Fındığı Değerlendirdi
14 Haziran 2021 - 13:22
Yaptığı açıklamada “Fikir beyan edenlerin fındığı üretiminden tüketimine kadar bir bütünlük içinde düşünerek, hesap ederek hareket etmeleri gerekir” diyen Edip Sevinç şu görüşlere yer verdi; “Önerilen politikalar, sınırsız bitmeyen istekler,  fındıkta bütünlüğe nasıl etki edecek? Üretimi, istihdamı, ticareti ve ihracatı arttıracak mı?  Elimizde stok kalmasını engelleyecek mi? Bu sorulara birlikte cevap aranmalıdır. Maalesef Türkiye fındıkta giderek dünyanın stok devir ambarı haline geliyor.
2019’da muhteşem bir rekolte gerçekleşti. 880 bin ton civarında oldu. Daha önceki yıllardan gelen stoklarla birlikte o yıl Cumhuriyet tarihinin en büyük ihracatı 343 bin ton iç fındıkla gerçekleştirildi. Aslında bundan da fazla olmalıydı. 2019’dan 2020 ye, 100 bin tonun üzerinde fındık devri oldu. 2020 yılında ise başlangıçta peryodisite nedeni ile düşük bir rekolte bekleniyordu.
Spekülasyon iştahı büyük zarar veriyor
Ancak pandemi etkisiyle üreticinin bahçelerinde kalması, bir önceki yılda üreticinin iyi kazanması ve TMO’nun regülasyon görevine devam ediyor olması çiftçiyi ‘daha çok kazanacağız’ inancına yönelterek,  680-700 bin ton arasındaki bir rekolteyi ortaya çıkardı. Ancak İtalya’da da 160 bin ton gibi tarihi bir rekolte gerçekleşmesi, ABD’de ilk defa 72 bin tonluk bir düzeye çıkılması, dünyadaki toplam arzın bir önceki yıl düzeyine ulaşmasına neden oldu. Maalesef bu süreç iyi yönetilemedi ve doğru analiz edilemedi. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından verilen 22 TL’lik muhteşem fiyata rağmen piyasaya ürün arzının spekülasyon iştahı ile kesilmesi ve fındık 30 TL olacak iddiaları ihracatımız ve iç tüketimimize zarar verdi.
Bu durum elimizde fındık olmasına rağmen ihraç edemeyip, pazar payımızın azalması gibi bir tablo ile bizi karşı karşıya bıraktı. Çünkü bizde fiyatlar spekülatif olarak yükseltilmeye uğraşılırken, İtalyan, Gürcüler, Amerikalılar fındığını sattı, işlerini gördüler. Sıra bize gelince de fiyatlar gerilemeye başladı. Son dönemlerde 19 liralara kadar da düştü.
Fındığı Sattırmayanlar Hesap Verdiler Mi?
Geçen yıl üreticiye fındık 30 lira olacak diye fındığını sattırmayanlar bir hesap verdiler mi?  Üreticinin kaybını verenler oldu mu? Türkiye’nin toplamda 60 bin ton iç fındık ihraç kaybından bir sorumluluk duyuyorlar mı? Yeni sezonda 100 bin tondan fazla bir kabuklu fındığın devredecek olmasına sebebiyet vermiş olmaktan utanıyorlar mı? Onun için sorumluluk mevkiinde olanların, başka hesaplar içine girmeden, dikkatli olmaları ve bilmeden konuşmamaları gerektiğini düşünüyorum.”
Üreticinin Kazancı Kırmızı Çizgimizdir
Fındıkta fiyatın elbette önemli olduğunu, çünkü sonuçta üreticinin gelir düzeyi ve kazancı ile bağlantısı bulunduğunu vurgulayan Edip Sevinç; “İhracatçılar olarak üreticimizin kazancı kırmızı çizgimizdir. Çünkü üretici kazanırsa, verim artar, kalite artar, biz de daha fazla ihracat yaparız. Onun için üretici kazanmasın, fiyatlar geri gelsin diye bir iddiamız yok. Ancak ortada bir arz talep dengesi var. Bu gerçeği kimse değiştiremez. Dünya da fiyatı her zaman istenildiği gibi giden bir ürün yoktur. Keşke öyle olsa!  En büyük ihtiyaç duyulan petrolün bile zaman zaman eksilere düştüğünü hatırlamak yeterlidir. Sonuçta her ürün kullananların müdahalesine de maruzdur” dedi.
Fındıkta Tekel Olmayı Kaybedebiliriz
Türkiye’nin fındıkta halâ tekel olduğuna dikkati çekip, ancak bunun yavaş yavaş kırıldığını da hatırlatan KFMİB Başkanı Edip Sevinç açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Hiçbir zaman yüzde 80’inin altına inmediğimiz üretim payı şimdi artık öyle değil. INC’nın bu yıl için yaptığı 790 bin tonluk tahmin bile dünya üretiminin yüzde 70’ine tekabül ediyor. Allah korusun yüzde 60’ın altına düştüğümüz zaman, dünyaya 500 bin ton kabukluya tekabül eden fındığı bile satamayız.
Yükselsin de yükselsin politikaları tek başına doğru değildir. Artık dünya da yalnız değiliz. Başta İtalya olmak üzere, Amerika, Şili, Azerbaycan, Gürcistan geleneksel tarım alanlarını fındığa dönüştürüyorlar.
Amerika 70 bin tona çıktı. 10 yılda 250 bin tonluk hedefleri var. Oregon’da Türkiye’deki kadar üretim yapabilecekleri alanlar var. Üstelik teknolojiyi kullanıp, maliyeti düşüyorlar. Fidan üretim teknolojileri hızlı ve çok ileri. Bizim Giresun yağlısına benzer fındığı bile üretmeye başladılar. Bu nedenle global firmalar ABD’den ürün almaya yöneldiler.
Hiçbir zaman 15 bin tonun üzerine çıkmayacağını düşündüğümüz Şili bile ceviz üretme yerine, daha kârlı gördüğü fındığa yöneldi. Bu yıl üretimleri 60 bin tona çıktı. Azerbaycan almış başını gidiyor. Bizim çözemediğimiz Kahverengi kokarca kâbusunu Gürcistan halletti nerede ise.  Bu konuda ihracatçı birlikleri olarak devlete elimizdeki imkânlar nispetince destek olmaya devam ediyoruz. Gerekli ekipmanları ihracatçı birlikleri olarak temin ettik.”
Maliyeti Devlet Tespit Etmeli
Fındığın maliyeti konusuna da değinen Edip Sevinç; “Maliyet, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından te her kategori ve bölgelere göre açıklanabilmelidir. Bu çağda gerçek maliyeti belli olmayan ürün olur mu? Ama oluyor işte. Kimine göre 10, kimisine göre 15, hatta 21-23 TL diyenler bile var. Bu görev devlete düşer. Fındığını kendin toplarsan şudur. Yerden toplarsan şudur. Başkaları toplarsa şudur. Gerçek maliyeti belli olmayan bir ürünün geleceğinden söz edilebilir mi?” diye sordu.
Edip Sevinç açıklamasını, “Artık küçük bahçelerin toplulaştırılmasının zamanın geldiğine inanıyorum. Yakın geleceğin en önemli konularından biri de bu olacaktır” diyerek tamamladı.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum