MUHTEREM NUR SAMSUN'DA ŞARKICI İKEN NASIL TANIŞMIŞTIK?
Ferruh ÇETİN'den anılar

17 Ekim 2014 - 01:34
Ferruh ÇETİN'den anılar...
MUHTEREM NUR SAMSUN'DA ŞARKICI İKEN NASIL TANIŞMIŞTIK?
*Samsun'da bir gazinoda sahne alan Muhterem Nur sık sık beni arar "Ferruh beni otelden al canım sıkkın" derdi. Ben de onu kırmazdım...
Türk sinemasının ünlü ismi Muhterem Nur bir döneme silinmemecesine damgasını vurmuş bir sanatçıdır.
Çocuksu masum görünümüyle filmlerde aldatılan, ezilen, sömürülen, mutsuz, gözü yaşlı aşk kurbanlarını oynardı.
Köy filmlerinin, roman kahramanlarının aranılan tek ismiydi.
Türk sinemasının en fotojenik, en yetenekli oyuncusu olarak tanımlanan Muhterem Nur'un bu yere gelişi de öyle pek kolay olmamıştı.
KİMDİ?
31 Aralık 1932 yılında Yugoslavya'nın Manastır kentinde dünyaya gelen ve 14 yaşında evlendirilen ve asıl adı Olga olan, Türkiye'ye göçmen olarak geldikten sonra nüfusa "Aysel Muhterem Kısa" olarak geçen Muhterem Nur, fabrika işçiliğiyle zorlu yaşam savaşına atılmıştır. Nur'un ilk evliliğinden bir oğlu vardır.
KISA SÜREDE ŞÖHRET OLMUŞTU
1951'de «Yıldızlar Revüsü» ve «Kanun Namına» filminde figüranlık yaparak sinema ile ilk ilişkisini kurmuştur.
Bu gencecik figüran kız filmcilerin öylesine dikkatini çekmiştir ki, onu hemen başrole yükseltmişlerdir.
«Boş Beşik», «Söz Müdafaanındır», «Yetim Yavrular», «Bu Nasıl Aşk», «Sarı Zeybek», «Piç». «Son Şarkı», «Zeynebin İntikamı», «Funda», «Hayatımı Mahveden Kadın», «Ceylan Emine» filmleriyle aranan beğenilen bir yıldız olmuştur.
1958'de Memduh Ün yönetiminde Fikret Hakan ile çevirdiği ilk şiirsel Türk filmi olan «Üç Arkadaş»la büyük bir patlama yaparak efsane kadın haline gelmiştir.
Muhterem Nur1960'daki «Ayşecik», «Ateşten Damla», «Mahallenin Sevgilisi» ve diğer filmleri sinema kapılarında uzun kuyruklar oluşturmuştu.
HEP SÖMÜRÜLMÜŞ HAPSE GİRMİŞTİ
Muhterem Nur'un özel yaşamı da, filmlerinde canlandırdığı tiplerle büyük benzerlikler gösterdiği içindir ki; onunla beraber olan erkekler tarafından daima sömürülmüştür.
Ve sonunda Muhterem Nur, o pırıl pırıl iyi yüreğinin, saflığının, yardımseverliğinin kurbanı olmaktan kurtaramamıştır kendini. Hatta borç içinde kalıp her şeyi haczedilmiş, hapse bile girmiştir. Muhterem Nur'dan bir tarih alabilmek için kuyruk oluşturanların hiçbiri yardım elini uzatmamıştır.
Kahırlanmıştır buna Muhterem Nur.
Oysaki en büyükken çevresini saranları gördükçe kendi kendine, «Benim ne kadar sevenim, dostum varmış.» diye duygulanıp gözyaşı döktüğü zamanları anımsayınca acı gerçekle ilk kez karşı karşıya kalmıştı.
VE DANSÖZLÜK GÜNLERİ
Koca dünyada yapayalnızlığının acısını ilk kez tadıyordu.
Takvim yaprakları 1965 yılını gösterirken. Türk sinemasının bu ilk efsane kadını dansözlüğe başlıyordu...
Dansözlükte aradığını bulamayan sanatçı daha sonra şarkıcılık yapmaya başlamıştı.
Çevirdiği film sayısı bakımından da rekoru elinde tutan Muhterem Nur, uzun yıllar hizmet ettiği Yeşilçam'dan hiçbir şey kazanmadığını belirterek, şarkı söylemek amacıyla sahneye çıkmadığını, bale çalışmaları olduğu için dans etmek istediğini, ancak Türkiye'de dans denilince göbek atmanın ötesinde bir şey anlaşılmadığını söyleyerek, «Ummuyordum ama sesim güzel çıktı, şarkıcı oldum.» diyordu.
SAMSUN'DA ŞARKICI
Muhterem Nur'la Samsun'da bizim Rifat Keskinsoy'un işlettiği Çağlayan Gazinosu'nda şarkıcılık yaparken tanışmıştım.
12 Eylülden sonraki günlerdi.
1980 yılının son günleri olabilir.
Çünkü Muhterem o tarihlerde henüz rahmetli Müslüm Gürses ile tanışmamıştı.
1981 yılında onunla tanıştığını bildiğimiz için verdiğimiz tarih 1980'in son ayları olabilir...
O günlerde hangi taşı kaldırsanız altından mutlaka ben çıkıyordum.
Serde gençlik te vardı ya..
Meslek icabı Otel, restoran, gazinolar bizim sık uğradığımız yerlerdi.
O günlerde Günaydın gazetesinde Samsun'daki gazinoların da reklamlarını ben yayınlıyordum. Rifat Keskinsoy verdiği ilanda Muhterem Nur'un gazinoda sahne alacağını ilan ediyordu.
O gece sahnenin en önündeki masada ben oturuyordum.
Kesekinsoy'a beni tanıştırmasını önceden söylemiştim.
Programdan sonra masama geldi, Keskinsoy aynen şöyle demişti :
"Ferruh kardeşimiz bu bölgenin en tanınmış gazetecisidir."
Oturduk, bir şeyler içtik.
Kendisi o tarihlerde Özel idarece işletilen Büyük Samsun otelinde kalıyordu.
ONU ARABAMLA GEZDİRİYORDUM
Sonraki günlerde sık sık bir araya geldik.
Ben onu gündüzleri arabama alıp, gezdiriyordum.
O tarihlerde Samsun'un Matasyon kesiminde bahçe restoranlar vardı.
Genellikle oralarda takılıyorduk.
Bir defa da liman içindeki Restoran'a gitmiştik.
O tarihlerde liman içindeki restoran çok ünlüydü. Samsun'un kalburüstü kişileri orada buluşuyorlardı.
Tüm hayatını bana anlatmıştı.
Gerçekten hanım bir sanatçı idi, ama düşmüştü işte…
Samsun'da programları sürdüğü süre içinde onun gazino reklamlarını yaptım.
Hatta bazı günler reklamlarından para dahi almıyordum.
İkide bir arar "Ferruh al beni otelden, canım sıkılıyor" derdi ben de onu kırmazdım.
Allah sağlık versin, Samsun'dan ayrılırken "Ferruh, bana çok yardım ettin, seni unutmayacağım" demişti…
Daha sonra Müslüm Gürses’le tanıştığını ve evleneceklerini gazetelerden öğrenmiştim.
Kendisi adına sevinmiştim…
MUHTEREM NUR SAMSUN'DA ŞARKICI İKEN NASIL TANIŞMIŞTIK?
*Samsun'da bir gazinoda sahne alan Muhterem Nur sık sık beni arar "Ferruh beni otelden al canım sıkkın" derdi. Ben de onu kırmazdım...
Türk sinemasının ünlü ismi Muhterem Nur bir döneme silinmemecesine damgasını vurmuş bir sanatçıdır.
Çocuksu masum görünümüyle filmlerde aldatılan, ezilen, sömürülen, mutsuz, gözü yaşlı aşk kurbanlarını oynardı.
Köy filmlerinin, roman kahramanlarının aranılan tek ismiydi.
Türk sinemasının en fotojenik, en yetenekli oyuncusu olarak tanımlanan Muhterem Nur'un bu yere gelişi de öyle pek kolay olmamıştı.
KİMDİ?
31 Aralık 1932 yılında Yugoslavya'nın Manastır kentinde dünyaya gelen ve 14 yaşında evlendirilen ve asıl adı Olga olan, Türkiye'ye göçmen olarak geldikten sonra nüfusa "Aysel Muhterem Kısa" olarak geçen Muhterem Nur, fabrika işçiliğiyle zorlu yaşam savaşına atılmıştır. Nur'un ilk evliliğinden bir oğlu vardır.
KISA SÜREDE ŞÖHRET OLMUŞTU
1951'de «Yıldızlar Revüsü» ve «Kanun Namına» filminde figüranlık yaparak sinema ile ilk ilişkisini kurmuştur.
Bu gencecik figüran kız filmcilerin öylesine dikkatini çekmiştir ki, onu hemen başrole yükseltmişlerdir.
«Boş Beşik», «Söz Müdafaanındır», «Yetim Yavrular», «Bu Nasıl Aşk», «Sarı Zeybek», «Piç». «Son Şarkı», «Zeynebin İntikamı», «Funda», «Hayatımı Mahveden Kadın», «Ceylan Emine» filmleriyle aranan beğenilen bir yıldız olmuştur.
1958'de Memduh Ün yönetiminde Fikret Hakan ile çevirdiği ilk şiirsel Türk filmi olan «Üç Arkadaş»la büyük bir patlama yaparak efsane kadın haline gelmiştir.
Muhterem Nur1960'daki «Ayşecik», «Ateşten Damla», «Mahallenin Sevgilisi» ve diğer filmleri sinema kapılarında uzun kuyruklar oluşturmuştu.
HEP SÖMÜRÜLMÜŞ HAPSE GİRMİŞTİ
Muhterem Nur'un özel yaşamı da, filmlerinde canlandırdığı tiplerle büyük benzerlikler gösterdiği içindir ki; onunla beraber olan erkekler tarafından daima sömürülmüştür.
Ve sonunda Muhterem Nur, o pırıl pırıl iyi yüreğinin, saflığının, yardımseverliğinin kurbanı olmaktan kurtaramamıştır kendini. Hatta borç içinde kalıp her şeyi haczedilmiş, hapse bile girmiştir. Muhterem Nur'dan bir tarih alabilmek için kuyruk oluşturanların hiçbiri yardım elini uzatmamıştır.
Kahırlanmıştır buna Muhterem Nur.
Oysaki en büyükken çevresini saranları gördükçe kendi kendine, «Benim ne kadar sevenim, dostum varmış.» diye duygulanıp gözyaşı döktüğü zamanları anımsayınca acı gerçekle ilk kez karşı karşıya kalmıştı.
VE DANSÖZLÜK GÜNLERİ
Koca dünyada yapayalnızlığının acısını ilk kez tadıyordu.
Takvim yaprakları 1965 yılını gösterirken. Türk sinemasının bu ilk efsane kadını dansözlüğe başlıyordu...
Dansözlükte aradığını bulamayan sanatçı daha sonra şarkıcılık yapmaya başlamıştı.
Çevirdiği film sayısı bakımından da rekoru elinde tutan Muhterem Nur, uzun yıllar hizmet ettiği Yeşilçam'dan hiçbir şey kazanmadığını belirterek, şarkı söylemek amacıyla sahneye çıkmadığını, bale çalışmaları olduğu için dans etmek istediğini, ancak Türkiye'de dans denilince göbek atmanın ötesinde bir şey anlaşılmadığını söyleyerek, «Ummuyordum ama sesim güzel çıktı, şarkıcı oldum.» diyordu.
SAMSUN'DA ŞARKICI
Muhterem Nur'la Samsun'da bizim Rifat Keskinsoy'un işlettiği Çağlayan Gazinosu'nda şarkıcılık yaparken tanışmıştım.
12 Eylülden sonraki günlerdi.
1980 yılının son günleri olabilir.
Çünkü Muhterem o tarihlerde henüz rahmetli Müslüm Gürses ile tanışmamıştı.
1981 yılında onunla tanıştığını bildiğimiz için verdiğimiz tarih 1980'in son ayları olabilir...
O günlerde hangi taşı kaldırsanız altından mutlaka ben çıkıyordum.
Serde gençlik te vardı ya..
Meslek icabı Otel, restoran, gazinolar bizim sık uğradığımız yerlerdi.
O günlerde Günaydın gazetesinde Samsun'daki gazinoların da reklamlarını ben yayınlıyordum. Rifat Keskinsoy verdiği ilanda Muhterem Nur'un gazinoda sahne alacağını ilan ediyordu.
O gece sahnenin en önündeki masada ben oturuyordum.
Kesekinsoy'a beni tanıştırmasını önceden söylemiştim.
Programdan sonra masama geldi, Keskinsoy aynen şöyle demişti :
"Ferruh kardeşimiz bu bölgenin en tanınmış gazetecisidir."
Oturduk, bir şeyler içtik.
Kendisi o tarihlerde Özel idarece işletilen Büyük Samsun otelinde kalıyordu.
ONU ARABAMLA GEZDİRİYORDUM
Sonraki günlerde sık sık bir araya geldik.
Ben onu gündüzleri arabama alıp, gezdiriyordum.
O tarihlerde Samsun'un Matasyon kesiminde bahçe restoranlar vardı.
Genellikle oralarda takılıyorduk.
Bir defa da liman içindeki Restoran'a gitmiştik.
O tarihlerde liman içindeki restoran çok ünlüydü. Samsun'un kalburüstü kişileri orada buluşuyorlardı.
Tüm hayatını bana anlatmıştı.
Gerçekten hanım bir sanatçı idi, ama düşmüştü işte…
Samsun'da programları sürdüğü süre içinde onun gazino reklamlarını yaptım.
Hatta bazı günler reklamlarından para dahi almıyordum.
İkide bir arar "Ferruh al beni otelden, canım sıkılıyor" derdi ben de onu kırmazdım.
Allah sağlık versin, Samsun'dan ayrılırken "Ferruh, bana çok yardım ettin, seni unutmayacağım" demişti…
Daha sonra Müslüm Gürses’le tanıştığını ve evleneceklerini gazetelerden öğrenmiştim.
Kendisi adına sevinmiştim…
FACEBOOK YORUMLAR