Milletvekili Karaman, Akademisyenler Geçim Derdine İtilmiştir
Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, akademisyenlerin ekonomik ve mesleki sorunlarına dikkat çekerek, "Akademisyenlerimiz geçim derdine itilmiştir, fikir hürriyeti fiilen sınırlandırılmıştır" dedi.

23 Temmuz 2025 - 22:56
Karaman, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen bir akademisyenler önergesi üzerine yaptığı konuşmada, yükseköğretim sisteminde yaşanan sorunların sadece akademisyenlerin değil, doğrudan ülkenin geleceğini ilgilendirdiğini söyledi.
Üniversitelerin bilimsel özerkliğinin zayıflatıldığını, liyakatin yerini sadakat ve itaate bıraktığını öne süren Karaman, "Fikir hürriyeti sınırlandırılmış, akademisyenlerimiz hak ettikleriyle tehdit edilir hale gelmiştir." ifadesini kullandı.
Karaman, Anayasa'nın 130. maddesinin üniversitelere bilimsel özerklik tanıdığını ve devlete mali destek sağlama yükümlülüğü verdiğini hatırlatarak, "Bugün üniversitelerimiz bu anayasal güvenceden mahrum bırakılmış durumdadır." diye konuştu.
2025 verilerine göre bir profesörün maaşının asgari ücretin 4,5 katı düzeyinde olduğunu kaydeden Karaman, bu oranın 2002 yılında yaklaşık 11 kat seviyesinde olduğunu belirtti. Karaman, bu gerilemenin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda vicdani ve ahlaki bir sorun olduğunu savundu.
Vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin güvencesiz çalıştırıldığını dile getiren Karaman, "Bir sözleşmeli temizlik görevlisinin dahi belirli hakları varken, akademisyenler iş güvencesinden mahrum bırakılmıştır. Böyle bir çifte standart kabul edilemez." değerlendirmesinde bulundu.
Akademik personelin İş Kanunu, Yükseköğretim Kanunu ve Devlet Memurları Kanunu kapsamında düzenlenen haklarının günümüz şartlarında yetersiz kaldığını ifade eden Karaman, "Bu şartlarda ne bilim yapılır ne de sağlıklı nesiller yetiştirilir. Akademik hayatı güçlendirecek düzenlemeleri birlikte yapmalıyız" dedi.
Karaman, konuşmasını şu sözlerle tamamladı; Liyakat yoksa akademide nitelik kalmaz, adalet yoksa fikir hürriyeti gelişmez, ahlak yoksa ilim hikmeti doğurmaz. Akademisyen geçinemiyorsa, bu devletin itibarı zedelenir. Beyin göçü sadece insan kaybı değil, gelecek kaybıdır.
Üniversitelerin bilimsel özerkliğinin zayıflatıldığını, liyakatin yerini sadakat ve itaate bıraktığını öne süren Karaman, "Fikir hürriyeti sınırlandırılmış, akademisyenlerimiz hak ettikleriyle tehdit edilir hale gelmiştir." ifadesini kullandı.
Karaman, Anayasa'nın 130. maddesinin üniversitelere bilimsel özerklik tanıdığını ve devlete mali destek sağlama yükümlülüğü verdiğini hatırlatarak, "Bugün üniversitelerimiz bu anayasal güvenceden mahrum bırakılmış durumdadır." diye konuştu.
2025 verilerine göre bir profesörün maaşının asgari ücretin 4,5 katı düzeyinde olduğunu kaydeden Karaman, bu oranın 2002 yılında yaklaşık 11 kat seviyesinde olduğunu belirtti. Karaman, bu gerilemenin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda vicdani ve ahlaki bir sorun olduğunu savundu.
Vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin güvencesiz çalıştırıldığını dile getiren Karaman, "Bir sözleşmeli temizlik görevlisinin dahi belirli hakları varken, akademisyenler iş güvencesinden mahrum bırakılmıştır. Böyle bir çifte standart kabul edilemez." değerlendirmesinde bulundu.
Akademik personelin İş Kanunu, Yükseköğretim Kanunu ve Devlet Memurları Kanunu kapsamında düzenlenen haklarının günümüz şartlarında yetersiz kaldığını ifade eden Karaman, "Bu şartlarda ne bilim yapılır ne de sağlıklı nesiller yetiştirilir. Akademik hayatı güçlendirecek düzenlemeleri birlikte yapmalıyız" dedi.
Karaman, konuşmasını şu sözlerle tamamladı; Liyakat yoksa akademide nitelik kalmaz, adalet yoksa fikir hürriyeti gelişmez, ahlak yoksa ilim hikmeti doğurmaz. Akademisyen geçinemiyorsa, bu devletin itibarı zedelenir. Beyin göçü sadece insan kaybı değil, gelecek kaybıdır.
FACEBOOK YORUMLAR