MEMUR-SEN KADIN KOMİSYONLARINDAN 18 MART AÇIKLAMASI

Memur-Sen Kadın Komisyonları Başkanlığından Çanakkale Zaferi ile ilgili yaptıkları açıklamada; 18 Mart Yüce Meclisimiz tarafından 27 Haziran 2002 tarihinde 4768 sayılı yasa ile şehitler günü kabul edi

MEMUR-SEN KADIN KOMİSYONLARINDAN 18 MART AÇIKLAMASI
17 Mart 2017 - 19:48
7- Boş kalıp haberMemur-Sen Kadın Komisyonları Başkanlığından Çanakkale Zaferi ile ilgili yaptıkları açıklamada;
18 Mart Yüce Meclisimiz tarafından 27 Haziran 2002 tarihinde 4768 sayılı yasa ile şehitler günü kabul edilmiştir.
Din, iman, vatan, millet, bayrak ve namus gibi mukaddes değerler uğruna, Allah yolunda canını feda eden kişilere şehit denir. Yüce Dinimiz İslam, Allah yolunda can vermeyi, şehit düşmeyi kutsal saymış ve Allah katında Peygamberlik makamından sonra en yüksek mertebeyi şehitlere ayırmıştır. Kur’an’da şehitlerin akıbetleri ile ilgili olarak şöyle buyrulur: “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Bilakis onlar diridirler ama siz farkında olmazsınız.” (BAKARA SURESİ – 154. AYET)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de: “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi ne kadar çok isterdim.” buyurmakta ve şehitliğin İslam Dininde ne kadar önemli olduğuna dikkatleri çekmektedir.
Şehitlerimiz ve Gazilerimiz, Vatanımızın ve milletimizin varlığı ve bütünlüğünü koruma uğruna, yurdumuzun her karış toprağına terlerini ve kanlarını akıtan kahramanlardır. Şehitlerimiz ve gazilerimiz, şanlı tarihimize zafer destanları yazdıran gurur ve iftihar vesilesi yaptığımız, hiç kimsenin sahip olmadığı unvan sahipleridir.
Kişinin, Allah’ın emaneti olarak sahip olduğu can ve malını Allah için verebilmesi, onun Rabbi’ne karşı sevgisinin en güzel bir ifadesidir. Bu nedenle dinimiz, vatan ve kutsal değerler için ölene şehitlik gibi yüce bir mertebe vermiş ve bu davranışlarıyla onlar, Allah katında seçkin insanlar safına yükselmişlerdir.
Dünya hayatına ait zevkleri seçenlerle ebedi mutluluğu, yani şehitliği, gaziliği seçenler arasındaki mücadelenin kazananı, esasen en baştan bellidir. Buradaki kazanç, dünyadaki geçici başarıyı kimin elde ettiğiyle ilgili değildir; bu ebedi saadete nail olmakla ilgilidir. Bunun için şehitler, kıyamette şefaat ayrıcalığına sahip kılınmış zümreler arasında yer alır. Gazilerimiz, 'Allah bize yeter. O ne güzel vekildir' emri ilahisine uygun olarak verdikleri mücadeleyle bu şerefli unvana sahip olmuşlardır. Peygamberimiz, 'Allah rızası için sınırda bir gece nöbet beklemek, dünyadan ve dünyadakilerden hayırlıdır' buyuruyor. 'Allah yolunda ayağı tozlanan kimseye cehennem ateşi dokunmuyorsa', bu uğurda yaralanan, kanını döken, uzuvlarını kaybedenlerin ecri ne büyüktür.
Şehitlerimiz, kanlarını akıtarak bu cennet vatanı bize emanet etmişlerdir. Bize düşen de bu toprakları imar etmek, korumak ve bizden sonraki nesillere devretmektir. Böylelikle hem vatanımıza ve hem de şehitlerimize karşı görevlerimizi yerine getirmiş oluruz.
Sizlerin acısı bizim acımızdır. Sizlerle birlikte olmak, sizlerle aynı acıları paylaşabilmek hepimiz için büyük bir onur ve şereftir.
Bu duygularla; Allah, bütün şehitlerimize rahmet eylesin, cennetiyle cemaliyle onları şereflendirsin, gazilerimize sabırlar versin. Bizlere de onların yolundan yürümeyi nasip eylesin. Ülkemizi her türlü felâket ve musibetlerden muhafaza buyursun. Aziz milletimize bir daha kötü ve karanlık günler göstermesin. Sendikamız adına sizlere şükranlarımı sunuyor,  hepinizi saygıyla selamlıyorum.
şokhaber.net

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum