Ey Benim Akçaabat'ım!...

130.000'in üzerindeki nüfusuyla birçok vilayetten daha büyük olan ilçede 1923’te kurulan Cumhuriyet ile yaşıt Sebat Gençlik Selami Yardım ile Süper Lig‘e kadar yükseldi. Yanlış yönetimlerle amatöre kadar düştü (Cemal Usta) Cemil Kalkışım ile yeniden bir ivme yakaladı.
İnşallah yeni başkanlarla daha iyi yerlere gelir.
Bir zamanlar bu devletin bakanların tütün piyasasını bu ilçede açıklıyorlardı.
Tütün diyarı bu ilçede 30 sene önce yeni bir tütün yaprak işletme fabrikası daha kurulmuştu.
Trabzon’daki fabrikayı da kapatıp ikisini birleştirdiler, sonrada kapattılar.
Buna karşı olan erkek çalışanlar protesto için gittikleri Ankara’da divan Park’ta kış günü havuzlara attılar.
Kadınları ise Güneydoğu’ya Bitlis Tekel İşletme Fabrikalarına sürdüler.
Sonunda kapatılıp dev asa binaları 500 özel harekatçıya tahsis ettiler.
Havalimanında İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı 50 tane Özel Harekatçı uçak kaçırma olaylarını beklerken 500 Özel Harekatçı’yı terör bölgesi olmayan bir vilayette neden saklarlar anlamış değilim.
İlçenin Işıklar beldesinde 80 sene önce kurulan elektrik santralinde MKE silah üretiyordu.
Derecik belediyesinde 60 sene önce kurulmuş Ziraat Bankası, FKB, Tarım Kredi Kooperatifleri, Jandarma Komutanlığı, Sağlık Ocağı gibi hizmetleri vatandaş yerinde alıyordu.
Şimdi bunların hepsi kapatıldı.
Bir tek ilkokulu kaldı.
İnşallah onu da taşımalı sisteme geçtik diye kapatmazlar.
Trabzon Üniversitesi de Akçaabat‘ta kuruldu.
Rektör Prof. Emine Aşık Kutlu’nun uğraşlarıyla Akyazı üzerinde eski İpekyolu Üniversitesi’ne tahsis edilen 185 dönüm Milli Emlak’a ait bir arazinin tahsisini sağladı. 10 ayrı bölümün burada açılması planlanırken işte o kısır düşünce yeniden gündeme girdi.
Üniversitemizi Trabzon’a göndermeyiz diyen AKP ilçe başkanı Hüseyin Altuntepe ve belediye başkanı Osman Nuri Ekim milletvekili Dr. Adnan Günnar’ı ayağa kaldırarak bu tahsisi iptal ettirdiler.
Bunu fırsat bilen Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan arazinin Trabzonspor’a tahsisini sağladı.
Sonra da sermaye artırımı için SPK’ya devir ettiğini öğrendik.
Ne diyelim?
At bilenin kılıç kuşananındır!...