Usta'dan OVP Açıklaması

İYİ Parti Ekonomi ve Kalkınma Politikaları Başkanı, Samsun Milletvekili Dr. Erhan Usta, Resmî Gazete’de yayımlanan Orta Vadeli Program 2026-2028’e (OVP) ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Usta'dan OVP Açıklaması
12 Eylül 2025 - 15:15
Hükümetin hem ekonomik öngörülerindeki çelişkileri hem de vatandaşın yaşadığı ağır tabloyu gündeme taşıyan Usta, “Program toplumda hiçbir beklenti ve heyecan yaratmadığı gibi, Türkiye büyüyor masalıyla memurun, emeklinin gelirini düşürerek toplumu incitiyor” dedi.
OVP sürecinin Eylül ayına kaydırılması yanlış oldu
Usta, OVP’nin zamanlamasına ilişkin eleştirilerde bulundu; “Geçmişte bu belgeler Nisan-Mayıs aylarında yayımlanır, bütçe sürecinin ilk adımı olurdu. Son yıllarda ise OVP’nin yayımlanması Eylül ayına ertelendi. Oysa bütçe çalışmaları dünyada olduğu gibi bizde de Nisan ayında başlar, Ekim ayında Meclis’e sunulur. Bu takvim kayması teknik olarak yanlıştır ve bütçe hazırlık sürecini zayıflatır. Eğer OVP Nisan ayında açıklansaydı, kamu maliyesine ilişkin ilk revizyon orada yapılır, Ekim’deki bütçe sürecinde yapılan ikinci revizyonla süreç daha sağlıklı ilerlerdi. Bugün ortaya konulan OVP’nin, rutin dışına çıkan bir belge olmadığı gibi, hiçbir heyecan da yaratmadığını görüyoruz.”
Usta, geçmiş dönemlerde OVP’lerin hükümetin siyasi iradesini göstermesi halinde piyasalarda ciddi bir beklenti oluşturduğunu vurgulayarak, “Bugün piyasada böyle bir beklenti yok ki bu program hiçbir yankı uyandırmıyor. Geçen yıl OVP’de vaat edilen elle tutulur tek bir politikanın bu yıl hayata geçirildiğini gösterebiliyorlar mı? Demek ki sayfalarca yazılan belgenin sahada karşılığı yok. Ne kadro var ne de irade var” dedi.
Büyüme düşürülüyor, enflasyon artırılıyor
OVP’de yer alan büyüme ve enflasyon tahminlerini değerlendiren Usta, şunları kaydetti;
“Türkiye, üst üste dört yıl boyunca potansiyelinin altında büyüyecek görünüyor. Bu, yanlış ekonomi politikalarının ülkeyi getirdiği noktayı gösteriyor. Daha da çarpıcı olanı ise, büyüme tahminleri düşürülürken enflasyon beklentilerinin yükseltilmesidir. 2025 için daha önce yüzde 17,5 olarak öngörülen enflasyon şimdi yüzde 28,5’e çıkarılmış. Bu sadece kötü yönetimle açıklanabilir. İktisat teorisinde böyle bir tablo yok; büyüme düşüyorsa enflasyon da düşer. Fakat Türkiye’de tam tersi bir senaryo öngörülüyor.”
Memur ve emeklilerin maaşlarının yanlış enflasyon tahminleri üzerinden eridiğine dikkat çeken Usta, “17,5 diye hedef koyup maaş veriyorsunuz sonra ‘hedef tutmadı, 28,5 olacakmış’ diyorsunuz. İnsanların gelirini böyle çarçur edemezsiniz. Bu, milyonlarca vatandaşı daha fazla açlığa sürüklemek demektir” ifadelerini kullandı.
Kişi başı düşen milli gelir artışı vatandaşın derdine çare değil
Hükümetin sık sık dile getirdiği kişi başına düşen milli gelir artışının sahadaki gerçeklerle örtüşmediğini söyleyen Usta, “Yaklaşık 4,5 milyon emekli açlık sınırının altında maaş alıyor. Çalışan nüfusun yüzde 42’si yine açlık sınırının altında ücretle yaşıyor. Böyle bir tabloda ‘kişi başına düşen milli gelir 17 bin dolara çıktı’ diyerek övünemezsiniz. Gelir dağılımının bu kadar bozulduğu bir ortamda bu söylem vatandaşı daha da kırar” dedi.
Tasarrufun adresi önce Saray olmalı
Bütçe açıklarına da değinen Usta, 2024’te öngörülen 1 trilyon 931 milyar liralık açığın yeni OVP’de 2 trilyon 208 milyar liraya çıkarıldığını hatırlattı. Usta, “Sayın Mehmet Şimşek ‘tasarruf ediyoruz’ diyor ama tablo bunun tersini gösteriyor. 2024 yılı bütçesinde mal ve hizmet giderleri için 680 milyar lira ödenek verilmiş, gerçekleşme 747 milyar lira olmuş. Yani ‘tasarruf yılı’ denilen yılda giderler daha da artmış. Saray’ın şatafatında hiçbir kısıtlama yok. Eğer hükümet tasarruf istiyorsa, önce kendi harcamalarından başlamalıdır” diye konuştu.
KOBİ’ler ve sanayici her gün kaybediyor
Usta, ekonomik sıkıntıların en fazla KOBİ’leri ve üretim yapan sanayicileri etkilediğini de belirtti; “Esnaf, çiftçi, emekli ve memur zaten zor durumda. Dişiyle tırnağıyla mücadele eden KOBİ’ler ise hem kur baskısından hem de artan siyasi belirsizlikten zarar görüyor. Geniş tanımlı işsizlik yüzde 32’ye ulaşmış durumda. Sanayi istihdamında sadece iki çeyrekte 217 bin kişilik düşüş var. Bu, önlem alınmazsa toplu işten çıkarmaların habercisidir.”
Köprü ve otoyollar da satılabilir
Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı köprü ve otoyolların özelleştirilmesi ihtimali üzerine de konuşan Usta, “Bu haberin doğruluğunu bilmiyoruz ama olabilir mi? Elbette olabilir. Çünkü Türkiye’de bugüne kadar fabrikalar, tesisler, devletin elinde ne varsa satıldı. Çarkların dönmediği, para girişinin azaldığı bir ortamda hükümetin elinde kalan yolları ve köprüleri de özelleştirmeyi düşünmesi şaşırtıcı olmaz. Biz bu anlayışı doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum