Gitsinler/Gitmesinler

Tamam gitsinler ama vicdanlarımızı götürmesinler. Peki zuçlu kim? Biz miyiz onlar mı? Onlar bir umudun peşine takılıp geldiler.

Gitsinler/Gitmesinler
03 Mart 2020 - 14:29 - Güncelleme: 03 Mart 2020 - 15:25
Onlar bebekti bezi yoktu. Annesinin sütü yok. Evinde sobası yoktu. Tenceresinde aşı yok. Ekmeğini bilmem kaç km. öteden bir fırıncının kapı önüne bir dolabın içerisine koyduğu kalan ekmeklerin kendine kalan parçalarının nöbetindeydi; belki 5 bilemedin 7 yaşındaki zehra..
Peki soruyorum size; hangi birinizin zehrasını bir ekmek için nöbet tutturdunuz fırıncı sebahattin dedenin kapı köşesinde...  
Dillerinde Muhammed, Allah... çünkü bildikleri ortak tek kelime, bizlere tutunmak küçücük bir ilgi amaçlı kurdukları iki ortak kelime...
İkinci el eşyalarını mı kıskandık acaba? pazar köşelerinden çöp toplayıcılarımızın bile toplayıp çöp arabalarına attıkları meyve sebze artıklarını mı?
Yok ya da sokakta bağıra bağıra belki de umutsuzluklarını yanlızlıklarını geçmişte bıraktıkları ölülerini biraz olsun unutmak adına birbirleriyle olan konuşmalarını mı?
Yine sorarım size 20 tl yevmiye ile o soğuk kış günlerinde inşaatlarda çimento, mermer, petek moloz taşıyan yetim ve öksüz Ali'yi mi?
Yok ya da arabaya, dolmuşa verecek parası olmayan minik bebeğini ateşler içinde hastahaneye km.'lerce kucağında taşıyan babayı mı kıskandık?
Bodrum katında farelerin dahi umut kestiği sıvası dökük rutubet kokulu 1 oda 1 mutfak 2 göz odunluğu mu kıskandık?
Tamam gitsinler. kendi ırkından soyundan akrabasından faydalanmak için 200 tl lik evleri 500 tl ye kiraya veren emlakçının beslemeleri gitsin.
Tamam gitsinler. köşe başlarında kendi ırklarının etlerinden para kazanan deyyuslar gitsin.
Tamam gitsinler. kendi ırklarını suç örgütlerine peşkeş çeken 3 kuruşa kendi kardeşini pis işlerine alet eden psikopatlar gitsin.
Ama gitmesinler. ayağında ikinci elden aldıkları yırtık boyasız ayakkabısıyla kapımıza bir ekmek için utana sıkıla gelen ayşeler ahmetler gitmesin.
Gitmesinler. kapımızın önünden geçerken yüreklerinde acı ve korku ile boynu bükük sessizce acep ne derler endişesine rağmen selam veren abdullah abiler mahmut dedeler gitmesin.
Gitmesinler. o  çıplak ayaklarıyla seccadesiz mermer üstünde cuma'ya gelip bizle beraber saf tutup namaz kılan müslüman kardeşlerim gitmesinler. 
Kalemi kırık silgisi yenmiş defterinin yaprakları yırtık belki de kendisinin ve ailesinin kaderini değistirmek hayali ile zor bela okula giden zehralar kadirler gitmesin.
Ne vakit bu kadar gaddar bir toplum olduk... ihaneti yapanlar hans, bizler hesap sormak için hassan'ın çürük tahtadan kapısına çöküyoruz. Zulmünden kaçıp sığındıkları zulumculerin  yaptıkları günahlar ve kötülükler için zulmünün karşılığını intikamını o zulümden kaçanlardan sormak nereden öğretildi bize...
Sorarım size Şehitlerimizin kanının intikamı ne zamandan beri himayemize girenlerden bize sığınanlardan alınır oldu.
Üzülüyor kahroluyorum... ve  kendimden utanıyorum; kanatlarının koparılıp özgürlüğü yakalayabilecek mi düşüncesiyle kedi önüne atılan bir güvercinin kedi tarafından parçalanmasını doğa kanunu gibi seyirciligini yapan bir toplumun ferdi durumuna düsürülmekten utanıyorum...
Allah bize şuur nasip etsin...
çürüyen kaybolan vicdanlarımızı geri versin diye de dua ediyorum

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum