Boğulmalar Artık Milletimizin Canına Tak Etmiştir!

Denizlerde, ırmaklarda, dere yataklarında ve göllerde yaz aylarında sık sık ortaya çıkan boğulma vakaları artık milletimizin canına tak etmiştir. Gün geçmiyor ki çevremizden yeni bir boğulma haberi gelmesin.
Bir hafta önce Samsun’da oğluyla denize giren baba boğularak hayatını kaybetmiştir. Bu haberin ardından daha iki gün önce “Samsun’da denize giren genç boğuldu” şeklinde haberler yayınlanmıştır. Bu haberler ve yaşanan boğulma vakaları karşısında hepimiz üzüldük, tüm Türkiye üzüldü. Bu konuda içimiz yandı.
Daha bu yaşanan boğulma vakalarının acısını içimizde hissederken ve henüz unutamamışken, bu kez de acı haber Samsun’un Tekkeköy İlçesi’nden gelmiştir. Yaşları henüz 15 ila 18 arasında değişen 3 kuzen serinlemek ve yüzmek için girdikleri derede maalesef boğulmuş ve hayatlarını kaybetmişlerdir.
Yaşanan bu acı olay hepimizi derinden sarsmış ve yeniden büyük bir acıya ve üzüntüye boğmuştur. Son iki gün içinde sadece Samsun’da 4 kişi boğularak hayatını kaybetmiştir. Neredeyse her gün Karadeniz’in şehirlerinden boğulma haberleri gelmektedir. Yaşanan bu boğulma vakaları artık can dayanmaz bir hal almış ve aileleri çocukları konusunda iyiden iyiye tedirgin etmeye başlamıştır.
Hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. İnşallah Cenab-ı Allah bizlere bir daha böyle acılar yaşatmaz. Hükümetin, en kısa sürede bu konuda gerekli önlemleri ve tedbirleri almasını ve yaşanan endişeleri ortadan kaldırmasını bekliyoruz.
Karadeniz Bölgesi gerek tarihi dokusu gerekse doğal güzellikleri bakımından her zaman yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmiş ve cazibe merkezi olmuştur. Karadeniz Bölgesi’nde tarih ve doğa turizmi büyük bir ilgi görmektedir. Tarih ve doğa turizmine oranla bölgenin uçsuz bucaksız sahillerine olan ilgi oldukça azdır. Bunun tek sebebi de hepimizin bildiği gibi halk arasında çeken akıntı olarak bilinen rip akıntısıdır. Oysa pek çok ülkede bu tip akıntılar vardır. Ama buralarda bizdeki kadar boğulmalar yüksek değildir.
Bu nedenle, özellikle bölgede çeken akıntı konusunda mutlaka çok yaygın bir eğitim seferberliği başlatılmalıdır. Ayrıca sahiller güvenli hale getirilmelidir. Bu konuda sahiller, tam donanımlı cankurtaranlarla desteklenme ve ters akıntıya kapılan kişilere anında müdahale edilmelidir.
Ancak bu ve buna benzer önlemlerle ters akıntıdan ölümlerin önüne geçebiliriz. Böylece, Karadeniz’in uçsuz bucaksız muhteşem sahillerini denize girilebilir hale getirebiliriz. Pek çok şarkı, türkü ve filmlere konu olan sevgi, barış ve dostluk denizini ancak bu şekilde acı ve hüzün denizi olmaktan kurtarabilir ve turizme kazandırabiliriz.
Boğulmaların önlenmesi konusunda toplumun bütün kesimlerini göreve ve katkı sunmaya davet ediyorum. Bu konuda tüm siyasiler, Devletin bütün kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının başkanları, Üniversiteler, basın ve yayın organlarının temsilcileri kısacası bu konuda katkı sunmak isteyen kim ve kimler varsa, bir araya gelerek geniş katılımlı toplantılarla en kısa sürede bu soruna çözüm üretmemiz gerekmektedir. Milletimiz ve hemşehrilerimiz bizlerden bunu beklemektedir. Bu konuda bizler her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum.