AY-YILDIZLI EKİP İSTEDİĞİNİ ALDI

A Milli Takım, 2018 FIFA Dünya Kupası Elemeleri I Grubu'ndaki altıncı maçında Kosova ile karşı karşıya geldi

AY-YILDIZLI EKİP İSTEDİĞİNİ ALDI
12 Haziran 2017 - 03:07
A Milli Takım, 2018 FIFA Dünya Kupası Elemeleri I Grubu'ndaki altıncı maçında Kosova ile karşı karşıya geldi. Mücadele Türkiye'nin 4-1'lik üstünlüğü ile sona erdi.
STAT: Loro Boriçi
HAKEMLER:
Miroslav Zelinka xx, Ondrej Pelikan xx, Jan Patak xx

KOSOVA: Samir Ujkani xx (Adis Nurkovic dk. 53 xx), Amir Rrahmani xx, Fidan Aliti xx, Mergim Vojvoda xx, Alban Pnishi xx, Arber Zeneli xx (Bernard Berisha dk. 53 xx), Enis Alushi xx, Valon Berisha xx, Hekuran Kryeziu xx, Donis Avdijaj xx (Milot Rashica dk. 74 x), Atdhe Nuhiu xx
Yedekler: Bledar Hajdini, Lirim Kastrati, Avni Pepa, Besar Musolli, Herolind Shala, Fanol Perdedaj, Vedat Muriqi, Besart Berisha
Teknik Direktör: Albert Bunjaki

TÜRKİYE:
Volkan Babacan xx, Gökhan Gönül xx, Hasan Ali Kaldırım xx (İsmail Köybaşı dk. 85 ?), Mehmet Topal x, Çağlar Söyüncü xx, Cengiz Ünder xx, Oğuzhan Özyakup xx (Yusuf Yazıcı dk. 74 xx), Selçuk İnan xx, Volkan Şen xx (Emre Mor dk. 80 xx), Ozan Tufan xx, Burak Yılmaz xx
Yedekler: Berke Özer, Harun Tekin, Semih Kaya, Ahmet Çalık, Emre Çolak, Yunus Mallı, Olcay Şahan, Cenk Tosun, Enes Ünal
Teknik Direktör: Fatih Terim

GOLLER: Amir Rrahmani (dk. 22) (Kosova), Volkan Şen (dk. 6), Cengiz Ünder (dk. 31), Burak Yılmaz (dk. 60), Ozan (dk. 82) (Türkiye)

KIRMIZI KART:
Bernard Berisha (dk. 84) (Kosova)

SARI KARTLAR:
Enis Alushi (Kosova), Burak Yılmaz (Türkiye)

MAÇTAN ÖNEMLİ DAKİKALAR
6'incidakikada ay-yıldızlı ekip, mücadelede öne geçti. Hasan Ali Kaldırım'ın soldan ortasında, ön direkte altıpasın gerisinde Volkan Şen topa kafayı vurdu. Meşin yuvarlak filelerle buluştu: 0-1
16'incidakikada Oğuzhan Özyakup'un havadan pasında, savunmanın arkasına sarkan Volkan Şen'in penaltı noktası üzerinden yaptığı kafa vuruşunda, top üstten auta çıktı.
18'inci dakikada Türkiye yarı alanının ortalarında topla buluşan Nuhiu'nun ceza yayı gerisinden yaptığı vuruşta, meşin yuvarlak üstten auta gitti.
22'inci dakikada Kosova Milli Takımı, beraberliği yakaladı. Berisha'nın soldan kullandığı kornerde altıpas çizgisi üzerinde yükselen Rrahmani, kafayla meşin yuvarlağı filelere gönderdi: 1-1
31'inci dakikada Türkiye, yeniden üstünlüğü yakaladı. Selçuk İnan'ın sağdan kullandığı kornerde, arka direkte uygun durumdaki Cengiz Ünder'in kafayla vurduğu top, Çağlar Söyüncü'nün sırtına da çarparak ağlarla buluştu: 1-2
61'inci dakikada Türkiye farkı 2'ye çıkardı. Hızlı gelişen A Milli Takım atağında, Oğuzhan Özyakup'un pasıyla ceza sahası sağ çaprazında topla buluşan Burak Yılmaz'ın vuruşunda, meşin yuvarlak kaleci Nurkovic'in müdahalesine rağmen ağlara gitti: 1-3
82'inci dakikada ay-yıldızlı ekip, 3 farklı üstünlük yakaladı. Gökhan Gönül'ün pasıyla ceza sahası ön çizgisinin gerisinde topla buluşan Yusuf Yazıcı, pasını yay içindeki Ozan Tufan'a aktardı. Kaleciyle karşı karşıya kalan Ozan, sert bir vuruşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi: 1-4
84'üncü dakikada Kosova 10 kişi kaldı. Mücadelenin 66. dakikasından sarı kartı olan Bernard Berisha, ceza sahasında hakemi aldatmaya yönelik hareketten dolayı bir sarı kart daha görerek, kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Maçta başka gol olmayınca ay-yıldızlılar sahadan 4-1 galıp ayrıldı.
TERİM'İN BASIN TOPLANTISINDA YAPTIĞI AÇIKLAMALAR
"Kosova kardeş ülkelerimizden bir tanesi. Arnavutluk, İşkodra'dayız. Burada da birçok Müslüman ve Türk var. Kim kazanırsa kazansın, kaybedenin canının yanmayacağı ülkeler oynuyor. Onun için galibiyetimizi çok abartmıyoruz, siz mağlubiyetinizi çok önemsemiyorsunuz. Kardeşler arasında olacak budur"
BÖYLE BİR ŞIMARIKLIKTAN ÖTÜRÜ HİCAP DUYUYORUM
 "Milli Takım'da bir şey yok. 4-1 kazanmış, 11 puanda. Öncelikle, birkaç şeyi ifade etmek istiyorum. Açıkçası, son günlerde ülkede Mehmetçikler toprağa düşerken, gençleri eğitmek için vargücüyle savaşan genç öğretmenlerimiz hain saldırılarda can verirken, dışarıdaki düşmanların hepsi ülkemizin karşısında dururken, içeriden dışarıdan birçok düşmanla mücadele ederken ülke, böyle bir şımarıklıkla kamuoyunun gündemine gelmekten ötürü hicap duyuyorum. Dünyanın kendi etrafımda dönmediğin, kendi derdimin en büyük dert olmadığını, yaşananlardan kısa süre sonra kimsenin bunu umursamayacağını bildiğim için açıkçası çok da üzülüyorum. Yine de bir söz verdim. Olayları elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım."
EURO 2016'DAN SONRA NELER YAŞANDI?
 "2016'da biliyorsunuz, bir takım şeyler yaşandı. Bu sadece prim değildi. Biz toplandık da hep beraber, Yıldırım Bey ve arkadaşlarımız, Burak'a prim vermeyelim mi dedik. Sadece prim değil, birçok şey yaşandı. Orada yaşanan şeylerin, bizim için somut, sizin için soyut olmasıydı. Çünkü biz yaşadık, biz biliyoruz. Oradakiler sadece primle ilgili konular değildi. Orada antrenmanlara geç çıkıldı, efendime söyleyeyim fotoğraflara girilmedi. Siz çektiniz, anlatmanın manası yok. Döndükten sonra da hiç kimsenin bilmediği, hiç kimsenin duymadığı şekilde ben bir kadro açıkladım. Bazı arkadaşlar yoktu. Çünkü muhakkak oyuncular çok önemlidir, oyuncular büyük oyunculardır, hiç itirazım yok ama bir yerde de ilkeler, disiplin ve yahut herkesin kendini bilmesi çok önemlidir."
O GÜN DE SÖYLEDİM, BUGÜNDE SÖYLÜYORUM
"Milli Takımı kulüp takımı haline getirmelisiniz. Başarı böyle gelir. O gün, milli takımı bir kulüp takımı haline getirdim. Fransa'da, öncesinde ve sonrasında her takımın başına gelecek melanetler bizim de başımızı geldi. Tam burada bir nüans vardı. Kulüpte bunu rahat halledersiniz, çünkü oyuncu sizindir. Beğenmezseniz yollarsanız, cezasını verirsiniz. Ama milli takımlarda böyle değildir. Oyuncular sizin değil kulüplerindir. Buna rağmen, Ankaragücü'nde başladığımdan bu yana 30. yılım, 87-2017! Benim idare ettiğim oyuncular içerisinde hiçbir problem olmadı. Fakat dışarıdan idare ediliyorsa yapacak bir şey yok. Ben burayı açıkladıktan sonra, tabii kıyamet koptu, o yok, bu yok. O gün de söyledim, bugün de söylüyorum. Herkesin alınmayış nedeni ayrı demiştim. Kimi formsuz, kimi o işlere müdahale, kimi öyle, kimi böyle. Dolayısıyla, bir daha almadım. Bütün ülke, aşağı yukarı, herkes bir hata yapar, herkes bir şans daha almalıdır, kazanmalıyız düşüncesiyle tekrar bir kadro açıkladım. Bu arkadaşların hepsi burada oldu. O tarihten bu tarafa, herhangi bir şey var mı? Arkadaşlar, var mı? Taa uçağa kadar, var mı, yok! Peki, sizlerle (basın) karşılaşılmadı mı, hiçbir tepki var mı, yok."
HEPİMİZİ TUZAĞA DÜŞÜRDÜLER
Arkadaşlar, bu zaman zarfında oyuncularımız tarafından Fransa'da tüm TV ve basın mensuplarına, malum dışarıdaki arkadaşlarına bilgi sızdırıldığı adı altında hep bir suçlamalar oldu. Hande, hani siz arkadaşlar, yalnız mı zannettiler. Hande Sümertaş, uzun yıllardır hizmet veriyor. İçinizden biri çıkıp desin ki Hande bana bilgi verdi. Haydi! Yok. Ekibimde bilim adamı var, Profesör Bülent Bayraktar. Ayıp. Onları size vereceğimizi mi zannettiniz! Olur mu böyle bir şey. Oyuncuların birçok işlerini hallediyorlar senelerdir. Diğer arkadaşlarımızın bir düşüncesi var, nedir o. Benim yanımdaki arkadaşların bildiklerini aktarmayacaklardır. Bildiklerinin en ufak kırıntısını açıklarlarsa çok iyi olmaz. Bundan şikâyet ettiklerini bana söylediler. Ben de kendilerine dedim ki, "Evladım, bizim hepimizi tuzağa düşürdüler." Biz de hata yapıyoruz. Böyle bir şey varsa, özür dileriz. Başta ben, Uygulamalarda insanlara yanlış gelecek davranışlarım olabilir. Ne oldu da, bu kadar karşılaştığımız insanlarla birdenbire burada oldu. Yoksa evladımız yerine koyduğumuz bu sporcuların, hayatları boyunca iyi olması dışında ne düşündük ki?
GAZETECİLERİ UÇAĞA BEN ALDIM!
Olay Bilal Meşe olayı değil, olay gazetecilerin uçağa alınma meselesi değil. Gazetecileri ben aldım uçağa. 3 ay önce program yapılırken, bana söyleneni söylüyorum. Maç Ramazan'a denk geliyor. Portoroz 1071 km. Gece 12'de bitiyor Makedonya maçı. Gece saatlerce sahura kadar direksiyon sallayacaklar. Ben de "Peki, arkadaşlar bizimle gelebilir" dedim. Bu ilk uygulama değil. Fransa'ya giderken, bütün yayın yönetmenleriyle beraber gittik. Çok da hoş oldu. Kendisine söyledim oyuncunun, "Bir uygulama yapacaksak oyunculara sormayız." Yarın olsa yine alırım. Ayrıca, gazeteler TFF'ye ücretini ödüyor. Buna rağmen biz ilk sıraya sizi alıyoruz, bir baraj koyuyoruz, arkasına oyuncuları alıyoruz. Buna bir sıkıntı olmadı.
TEK SEBEP PRİM DEĞİL, PRİM BİR ARAÇ
"Primle ilgili belki bir sebepmiş gibi bahsedildi. Esası prim değil, bunu ifade ettim. Çeşitli sıkıntılar oldu. Prim bir araç. Yoksa, orada birçok sebep oldu. Buradan başlayarak. Kimi formsuz, kimi neden olaylara müdahale edemedi diye. Ben öyle bir karar aldım o gün için. Arkadaşlar, kimsenin etrafının dönmüyor dünya. Benim de dönmüyor, kimsenin de. Herkes ciddiyetle ilkelere uymak zorunda. Elimizden geldiğiniz herkese eşit davranmaya çalışıyoruz. Esasında bakılması gereken en önemli yer, ilk maç Kosova mı, çağırılan ilk maç Kosova, Antalya'da. O günden bu yana her şey mutlu mesut. Bir şey mi vardı? Şöyle dedim, "Ben Milli Takım'a aldım, gönlüme almadım" dedim. İçime sinmeyeni yapmam, söylerim de ama bazen ben de, içime sinmese de kendi çocuklarıma da bir hak veriyorum. Milli Takım, herkesin milli takımı. Affedilsin diye tüm basın söyledi. Ben de böyle yaptım. Bu notu da düşmek istedim. Ben de geç anlaşılacağım galiba."
ARDA TURAN AÇIKLAMASI
Fatih Terim'in "Arda, egolarını bırakıp gelmeli" sözlerine yönelik açıklaması... O günkü, Riva'da yapılan canlı yayınki TRT'de Levent Özçelik'in kendi kişisel sorusudur. Ben de açıklama yapmaktan imtina etmedim. Hande'ye diyor ki oyuncu, niye böyle söyledi hoca. O bile çocukcağız bırakır gelir dedim. İyi dinle demiş, hocanın söylediği çok güzel şeyler var demiş. Benim odam şurası, gelip benle konuşur. Hocam niye böyle söylediniz derdi, ben de şu maksatla söyledim derdim.
FATİH TERİM'E SORU SORAMIYORLAR!
"Soru sormaktan korkuyorsunuz diye şehir efsanesi var. "Fatih Terim'e soru soramıyorlar" diye diye, herkesi bu algı içerisinde hazırladılar. Şimdi tabii, o yazıyı da avukatlarım inceliyor. Bundan sonra mecburen daha  farklı bakacağız. Böyle ağır bir yazı yazarken, bilim adamını medya mensubunu ve beni suçlarken, daha evvel de başka işler yaparken kimse korkmuyor, utanmıyor, çekinmiyor. İş böyle geldi mi, "Fatih Terim'e soru sorulmuyor", herkes soruyor. Türkiye'nin en önemli gazetelerinden birinde, tam sayfa suçlarken, bir tane telefon açıp sormanız gerekmez miydi? Türkiye'de hiçbir gazetecinin mahkemede suç almadığını düşünürsek, bu doğru mudur? Ben size ve ülkeme, çok güzel bir kapı açıyorum. Bu ahbap çavuş ilişkilerini bırakalım. Antipati, sempati değil realiteden hareket edelim. Benle röportaj yaptı, 24 saat önce, "Ona vurmayalım, ötekine vurmayalım." bu değil. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde bundan zengin olunur. Bir de şöyle bir şey yapalım, arkadaş burada, son 1 senedeki yayınlara bakın benimle ilgili, bakın. Ben de hepsi mevcut. Yani, tabii ki üzülüyorum ama beklemediğim bir şey de değil. Ben, bana sorulanları cevaplıyorum. Sorulması gereken muhataplar da başkası."
HOŞUMUZA GİTMEYEN OLAYLAR...
Öte yandan Fatih Terim, 4-1 kazanılan Kosova maçının ardından yayıncı kuruluşa verdiği röportajda gruptan çıkma ve Dünya Kupası'na katılma hakkında açıklamalarda bulundu. Gayet neşeli olduğunu ve ''Hoşumuza gitmeyen olaylar oldu diyen Terim, liderlik hakkında da açıklamalarda bulundu.
İŞTE FATİH TERİM'İN YAYINCI KURULUŞA YAPTIĞI AÇIKLAMALAR;
"Oyuncularımı kutluyor, tebrik ediyorum. 11 Haziran gibi sapha bir tarihte oynadık. Bizimki biraz daha değişik. 14 Mayıs'ta biten var, 4 Haziran'da biten var. Oynamayan oyuncumuz çok veya 1 maç oynayan var. Hepsini aynı potada eritmek kolay değil. Herkesin tatilde olduğu bir dönemde, arkadaşların böyle özveriyle çalışmasından ötürü kutluyorum. Rakibimiz agresifti. Burada İzlanda'ya da kök söktürdüler. İyi bir antrenörleri, iyi bir takımları var. İleride daha da iyi olacaklar. Arnavut halkına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok güzel ağırladılar. Bir rapor da yazmak istiyorum UEFA'ya. Mart ayından bu yana 1 tane hazırlık maçı oynadık Moldova ile. Bundan 10 gün sonra sezon açacak takımlarımız var. Temmuz'un 5'i ve 12'si UEFA'lar için ön eleme maçları var. Dolayısıyla, uzun bir sezonu yorgun argın, fizik ve mental açıdan bitmiş oyuncuların kendilerini toplaması kolay değil. Çözüm bulmak kolay değil."
BUGÜN GAYET NEŞELİYİM!
"Her şey, her zaman bizim elimizde. Kazanıyorsanız sorun yok. Mümkünse lider gitmeliyiz. Olamıyorsa ikinci gitmeliyiz. İzlanda'nın attığına, üste yaklaşma adına sevindim. İzlanda yenemese ikinci olurduk. Önemli değil. Lidere daha da yaklaştık. Ukrayna veya İzlanda'dan birini yenersek gideriz. Şimdi bize liderlik şansı doğdu. Bu bizim için daha iyi. Herkes San Marino, Andorra, Malta ile oynarken biz Kosova ile oynuyoruz son torbadan. Hırvatistan uzun süredir yenilmiyordu, yendi. İzlanda, son Avrupa şampiyonasının yıldızlarından. Ukrayna her zaman iyi. Zorlu bir gruptayız. Bugün Ukrayna, Finlandiya'ya neredeyse yeniliyordu. Grup her şeye açık. 5 puan gerideyken, bugün 2 puan gerideyiz. Acaba lider bitirebilir miyiz diye bakarım. İnşallah buna muvaffak oluruz. Bugün gayet neşeliyim. Burayı zor görüyordum. Tarih kolay değil. Kiminin transferi var, kimi sakat. Gökhan Gönül, 1. dakikada aldığı darbeyle bütün maç oynadı. Diğerlerinin aklı başka yerde. Bir de hoşumuza gitmeyen olay oldu. 4-1 bitmesi, bütün oyuncularımın takdir edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor."
HER YERDE HER ŞEYİ YAPABİLİRİZ
"Ukrayna ile 2 ayrı devre oldu. İlk yarı kötüydük. İkinci yarıda 2-0'dan 3-2 öne geçecek durum oldu. Orada bize kalan tek avantaj, 2-0'dan 2-2 yapmamız. Kendi sahamızda 2 puan kaybettiğimiz aşikâr. Bizim takımımız, her yerde her şeyi yapabilir. Eylül ayındaki başındaki Ukrayna ve içeride Hırvatistan maçları çok şeyi belli edecek. Ukrayna'nın çok avantajı var, ligi devam ediyor. Biz Eylülde 2-3 haftalık bir ligle gideceğiz. Bu tek dezavantajımız olacak. Allah’ın izniyle her tarafta her şeyi yapabiliriz."
Köksal ÖNER
şokhaber.net

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum