17 Bin Dolar Masalıyla Gerçeği Gizleyemezsiniz
İYİ Parti Ekonomi ve Kalkınma Politikaları Başkanı, Samsun Milletvekili Dr. Erhan Usta, 2025 yılı Bütçe görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a sert eleştiriler yöneltti.
 
  30 Ekim 2025 - 18:26 
  Usta, hükümetin “istikrar ve refah bütçesi” söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Milletin yaşadığı yoksulluğu rakamlarla süsleyemezsiniz. 17 bin dolar kişi başı gelir iddianız bir illüzyondan ibarettir” dedi.
Aynı Türkiye’de mi yaşıyoruz?
Usta, bütçe sunumunda çizilen pembe tabloya karşı, ülkenin gerçek ekonomik manzarasını rakamlarla ortaya koydu; “Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, siz ‘istikrar bütçesi’, ‘refah bütçesi’ diyorsunuz; ‘işsizlik düşüyor, büyüme artıyor, kişi başı gelir 17 bin dolara çıktı’ diyorsunuz. Ama insan sormadan edemiyor: Aynı Türkiye’de mi yaşıyoruz? Esnaf perişan, çiftçi borç içinde, emekli açlık sınırının altında yaşıyor, sanayici feryat ediyor. Bu nasıl bir refah tablosu?”
Ya hesabı bilmiyorsunuz ya büyümeyi yanlış ölçüyorsunuz
Usta, hükümetin “büyümenin yarısı toplam faktör verimliliğinden geldi” iddiasını da çürüttü; “Toplam faktör verimliliğinde 2002-2023 döneminde Türkiye’nin seviyesi değişmemiş. Çin, Kore, Hindistan yükselmiş ama Türkiye yerinde saymış. Siz hâlâ ‘büyümenin yarısı verimlilikten geldi’ diyorsunuz. Ya hesabı bilmiyorsunuz ya da büyümeyi yanlış ölçüyorsunuz.”
Verimlilik artışı olmadan kalkınmanın mümkün olmadığını vurgulayan Usta, “Eğitim, hukuk, yönetim kalitesi, güven ortamı… Bunların hiçbirinde ilerleme yokken, büyüme verimlilikten geliyor diyemezsiniz.” ifadelerini kullandı.
Ya milli geliri şişiriyorsunuz ya da milletin cebinden çalıyorsunuz
Usta, TÜİK’in açıkladığı deflatör ile enflasyon oranları arasındaki farkın büyüme rakamlarını yapay olarak şişirdiğini söyledi; “Deflatör ile TÜFE-ÜFE arasındaki bağ kopmuş. Bu, ya milli geliri olduğundan fazla gösterdiğinizi ya da vatandaşın cebinden parayı çaldığınızı gösterir. Çünkü bu rakamlarla kişi başı gelir 17 bin dolar olamaz. Matematik bunu kabul etmez.”
Bir tarafta milyonerler, diğer tarafta açlık sınırında 24 milyon insan
Türkiye’de gelir uçurumunun dramatik biçimde büyüdüğünü belirten Usta, “Bu tablo Türkiye’nin ikiye bölündüğünün kanıtıdır” dedi; “2024 yılında dünyada dolar milyoneri sayısı en fazla artan ülke Türkiye. Ama aynı yıl 24 milyon vatandaşımız açlık sınırının altında yaşıyor. 12 milyon emeklimizin yüzde 80’i açlık sınırının altında maaş alıyor. Çalışanların yüzde 40’ı asgari ücretle, yüzde 72’si 50 bin liranın altında gelirle geçinmeye çalışıyor. Bu nasıl refah, bu nasıl adalet?”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın “Açlık sınırı diye bir şey yok” sözlerine ise Usta şu yanıtı verdi;
O rakamları ben uydurmuyorum, TÜİK ve SGK söylüyor. Gerçeği inkâr etmekle yoksulluk ortadan kalkmaz
Yüksek gelirli ülke olduk diyorsunuz ama hiçbir göstergede benzemiyoruz
Usta, Türkiye’nin “yüksek gelirli ülke” iddiasını da rakamlarla çürüttü; “Yüksek gelirli ülkelere benzemiyoruz. Onlarda faiz oranı yüzde 3, bizde yüzde 39. Enflasyon yüzde 2, bizde yüzde 58. Hukukun üstünlüğünde, özgürlükte, eğitimde, teknolojide son sıralardayız. Gelişmiş ülke kriterlerinin hiçbirinde yokuz. 17 bin doların aritmetiği sizi gelişmiş yapmaz.”
2002’ye bakın demekten vazgeçin — Çeyrek asırdır iktidardasınız
Hükümetin her eleştiriye karşı “2002’ye bakın” savunmasını yaptığını hatırlatan Usta, bu söylemin artık geçerliliğini yitirdiğini belirtti; “Çeyrek yüzyıldır ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Hâlâ 2002’ye bakın diyorsunuz. 2002’de kötüydük ama 2025’te hâlâ aynı noktadaysak, bu sizin eserinizdir. Türkiye çanak ekonomisine dönüştü: Bir dönem düzeldi, sonra tekrar 2002’nin seviyesine geriledi. Enflasyonda, borçta, faiz ödemelerinde aynı çanağın içindeyiz.”
Yanlış yoldasınız ama o yol rantlı olduğu için güzel geliyor
Usta, özel sektör yatırımlarının üretimden uzaklaşıp inşaat ve rant alanlarına kaydığını belirtti; “Türkiye üretmiyor, birikimini imalata değil, betona gömüyor. Çünkü orada imar rantı var. Yanlış yoldasınız ama o yol size güzel geliyor; çünkü o yolda zenginlik, rant, çıkar var.”
Bu tabloyu değiştirmek mümkün
Erhan Usta konuşmasının sonunda, çözüm için somut politika önerilerini sıraladı:
• Devlet gücü silah olarak kullanılmamalıdır.
• Güçlü bir dezenflasyon programı hayata geçirilmelidir.
• Kayıt dışılıkla ve yolsuzlukla mücadele kararlılıkla yürütülmelidir.
• Kamu maliyesi ve teşvik sistemi yeniden düzenlenmeli, kaynaklar üretken alanlara yönlendirilmelidir.
• Kentsel rantlar vergilendirilmeli, tarımsal destekler artırılmalıdır.
• Kreş yatırımları yaygınlaştırılarak kadın istihdamı güçlendirilmelidir.
Usta sözlerini şu cümleyle tamamladı; “Bu ülke, milyonerlerin servetini büyüten değil, vatandaşının sofrasındaki ekmeği büyüten bir bütçeyi hak ediyor.”
 
 
     Aynı Türkiye’de mi yaşıyoruz?
Usta, bütçe sunumunda çizilen pembe tabloya karşı, ülkenin gerçek ekonomik manzarasını rakamlarla ortaya koydu; “Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, siz ‘istikrar bütçesi’, ‘refah bütçesi’ diyorsunuz; ‘işsizlik düşüyor, büyüme artıyor, kişi başı gelir 17 bin dolara çıktı’ diyorsunuz. Ama insan sormadan edemiyor: Aynı Türkiye’de mi yaşıyoruz? Esnaf perişan, çiftçi borç içinde, emekli açlık sınırının altında yaşıyor, sanayici feryat ediyor. Bu nasıl bir refah tablosu?”
Ya hesabı bilmiyorsunuz ya büyümeyi yanlış ölçüyorsunuz
Usta, hükümetin “büyümenin yarısı toplam faktör verimliliğinden geldi” iddiasını da çürüttü; “Toplam faktör verimliliğinde 2002-2023 döneminde Türkiye’nin seviyesi değişmemiş. Çin, Kore, Hindistan yükselmiş ama Türkiye yerinde saymış. Siz hâlâ ‘büyümenin yarısı verimlilikten geldi’ diyorsunuz. Ya hesabı bilmiyorsunuz ya da büyümeyi yanlış ölçüyorsunuz.”
Verimlilik artışı olmadan kalkınmanın mümkün olmadığını vurgulayan Usta, “Eğitim, hukuk, yönetim kalitesi, güven ortamı… Bunların hiçbirinde ilerleme yokken, büyüme verimlilikten geliyor diyemezsiniz.” ifadelerini kullandı.
Ya milli geliri şişiriyorsunuz ya da milletin cebinden çalıyorsunuz
Usta, TÜİK’in açıkladığı deflatör ile enflasyon oranları arasındaki farkın büyüme rakamlarını yapay olarak şişirdiğini söyledi; “Deflatör ile TÜFE-ÜFE arasındaki bağ kopmuş. Bu, ya milli geliri olduğundan fazla gösterdiğinizi ya da vatandaşın cebinden parayı çaldığınızı gösterir. Çünkü bu rakamlarla kişi başı gelir 17 bin dolar olamaz. Matematik bunu kabul etmez.”
Bir tarafta milyonerler, diğer tarafta açlık sınırında 24 milyon insan
Türkiye’de gelir uçurumunun dramatik biçimde büyüdüğünü belirten Usta, “Bu tablo Türkiye’nin ikiye bölündüğünün kanıtıdır” dedi; “2024 yılında dünyada dolar milyoneri sayısı en fazla artan ülke Türkiye. Ama aynı yıl 24 milyon vatandaşımız açlık sınırının altında yaşıyor. 12 milyon emeklimizin yüzde 80’i açlık sınırının altında maaş alıyor. Çalışanların yüzde 40’ı asgari ücretle, yüzde 72’si 50 bin liranın altında gelirle geçinmeye çalışıyor. Bu nasıl refah, bu nasıl adalet?”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın “Açlık sınırı diye bir şey yok” sözlerine ise Usta şu yanıtı verdi;
O rakamları ben uydurmuyorum, TÜİK ve SGK söylüyor. Gerçeği inkâr etmekle yoksulluk ortadan kalkmaz
Yüksek gelirli ülke olduk diyorsunuz ama hiçbir göstergede benzemiyoruz
Usta, Türkiye’nin “yüksek gelirli ülke” iddiasını da rakamlarla çürüttü; “Yüksek gelirli ülkelere benzemiyoruz. Onlarda faiz oranı yüzde 3, bizde yüzde 39. Enflasyon yüzde 2, bizde yüzde 58. Hukukun üstünlüğünde, özgürlükte, eğitimde, teknolojide son sıralardayız. Gelişmiş ülke kriterlerinin hiçbirinde yokuz. 17 bin doların aritmetiği sizi gelişmiş yapmaz.”
2002’ye bakın demekten vazgeçin — Çeyrek asırdır iktidardasınız
Hükümetin her eleştiriye karşı “2002’ye bakın” savunmasını yaptığını hatırlatan Usta, bu söylemin artık geçerliliğini yitirdiğini belirtti; “Çeyrek yüzyıldır ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Hâlâ 2002’ye bakın diyorsunuz. 2002’de kötüydük ama 2025’te hâlâ aynı noktadaysak, bu sizin eserinizdir. Türkiye çanak ekonomisine dönüştü: Bir dönem düzeldi, sonra tekrar 2002’nin seviyesine geriledi. Enflasyonda, borçta, faiz ödemelerinde aynı çanağın içindeyiz.”
Yanlış yoldasınız ama o yol rantlı olduğu için güzel geliyor
Usta, özel sektör yatırımlarının üretimden uzaklaşıp inşaat ve rant alanlarına kaydığını belirtti; “Türkiye üretmiyor, birikimini imalata değil, betona gömüyor. Çünkü orada imar rantı var. Yanlış yoldasınız ama o yol size güzel geliyor; çünkü o yolda zenginlik, rant, çıkar var.”
Bu tabloyu değiştirmek mümkün
Erhan Usta konuşmasının sonunda, çözüm için somut politika önerilerini sıraladı:
• Devlet gücü silah olarak kullanılmamalıdır.
• Güçlü bir dezenflasyon programı hayata geçirilmelidir.
• Kayıt dışılıkla ve yolsuzlukla mücadele kararlılıkla yürütülmelidir.
• Kamu maliyesi ve teşvik sistemi yeniden düzenlenmeli, kaynaklar üretken alanlara yönlendirilmelidir.
• Kentsel rantlar vergilendirilmeli, tarımsal destekler artırılmalıdır.
• Kreş yatırımları yaygınlaştırılarak kadın istihdamı güçlendirilmelidir.
Usta sözlerini şu cümleyle tamamladı; “Bu ülke, milyonerlerin servetini büyüten değil, vatandaşının sofrasındaki ekmeği büyüten bir bütçeyi hak ediyor.”

 
  
  
  
 





FACEBOOK YORUMLAR