Ali Kayıkçı

Ali Kayıkçı


"İbretamiz Günler" Var, "Çok Yakında" Görürüz!..

23 Kasım 2025 - 18:18

(“5 dakika tefekkür” ve “Malûmlar”a taşlama, mısra mısra haşlama):
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
“Bafralı Hemşehri Ağabeyimiz, Araştırmacı-Yazar ve Ekonomist Oğuz Çetinoğlu”nun yıllar süren çalışmalar sonunda kaleme aldığı “Açıklamalı Yorumlu KRONOLOJİK Kültür Sanat TARİH ANSİKLOPEDİSİ” adını taşıyan ve 2011 yılında “Vatan Gazetesi” tarafından okurlarına hediye olarak verilen 3.458 sayfalık eserin 4’üncü cildi, 3.095’nci sayfasında çok enteresan bir bilgiye ulaştık. Sonra da burada adı geçen “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’ni 18 yıl süre ile dikta ve zulümle yöneten, milyonlarca insanın kanını döken Leonid Brejnev isimli diktatörün 1982 yılı Kasım ayındaki son günleri ve cenâze merasimi hakkında şu satırları okuduk:
“Çok kötü bir hastalık dönemi geçirdi. Ayakları iyice hantallaşmış vücudunu çekemez olmuştu. Vücudunun diğer uzuvları da peşpeşe devre dışı kalıyordu. AZAP DOLU GÜNLER GEÇİRMEKTEYDİ. Doğru-dürüst yiyemiyor, anlaşılır şekillde konuşamıyordu. Kısmî felcin yanı sıra kalp atışlarında (da) düzensizlik baş göstermişti. Böbrekleri de müthiş sancı yapıyordu. Sovyet yöneticileri büyük patronlarının bu durumunu hür dünyaya sızdırmamak için kendilerine göre metodlar uyguluyorlardı. Dünyanhın en büyük, en acımasız açık hava hapishânesi olan ülkede, tam 16 seneden beri en yetkili kişi olan zâlim, kıpırdamadan yatıyordu.
Yaşadığı işkence hayatı, mazlum kişilere uygulattığı işkenceler kadar müthişti. Parti genel sekreteri olduktan sonra partiye nasıl bağlı olduğunu göstermek için ilk iş olarak inancının gereğini yapmaya çalışanları ve komünist rejimi sevmediklerini ihsas edenleri teker-teker yakalatıp işkencelerle yok ettirmişti. Yok ettirdikleri arasında; din adamları başta olmak üzere, ilim adamları, yazarlar ve aydınlar vardı. En büyük zulmü, 1979 yılında Afganistan’ın işgalinden sonra kahraman Afgan halkına yapmıştı…
Maruz kaldığı işkenceler ölümü ile de sona ermedi. Cesedi tabuta konulup görevliler tarafından götürülmek üzere kaldırıldığında tabutun dibi, içindeki ağırlığa dayanamayarak kırıldı. Koca gövde, 1,5 metre yükseklikten yere düştü. Uzun süren öfkeli bağrışmalardan sonra, yeni bir tabut bulundu. Yeni tabut demirdendi. Fakat ahşap olmadığı anlaşılmasın diye her tarafı kumaşlarla kaplanmıştı. Ağır tabut, 12 kişinin omuzlarında mezarlığa götürüldü. Orada da taşıyıcıların elinden kayarak büyük bir gürültü ile mezar olarak açılan çukurun içerisine düştü…”
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Bunları okuyunca hâtırımıza “Biden” ve “Trump” ile bu ikilinin kol-kanat gerdiği asrın bir başka zâlimi “Netanyahu” geldi. Sonra da aşağıda okuyacağınız mısraların yazılmasına vesile oldu. Diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki şiirimiz ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbi sevgi ve saygılarımızla…

= = = (*) = = =

“Firavun” kalıntısı, sanki “tıpkı/aynı”sı;
“10 Kasım ..82”, “L. Berejnev” zıbardı!..
“Sovyet S. C. Birliği”, “Stalinci ayısı”;
“Zulüm… Vahşet… İşkence…”, hepsinde de O vardı;
“Komünist muhalifler”, “milyon… milyon sayısı!..”

“Birer birer yok oldu”, “infaz” gösterir O’nu;
“İlâhî yumruk” yedi, bakın nasıldı sonu:
“Beyin” iflâs, “kalb” iflâs; mide kirletti donu!..
“Böbreklerde taş” vardı, “ağrılar” beden sardı;
“10 Kasım ..82”, “L. Brejnev” zıbardı!..

“Tabut” taşımaz oldu, “kırıldı” birden bire;
O mendebur lâşesi, düşüverdi taş yere;
“Yeni tabut demirden”, dünyâda son cendere!..
“Mezarlığa” varınca, “ibretamiz ayardı”;
“Kim derdi koca tabut, onca elden kayardı!..”

“Kayıp düştü çukura”, onca “kamera” verdi;
“Afgan Gâzileri”nin, cuşa geldi her ferdi;
“Stalin… Lenin…” derken, Brejnev” de geberdi!..
O “mezar/makber/berzâh”, “Cahîm ehli”ne yârdı;
“Kim derdi koca gövde, Gayyâ’ya an sayardı?..

 

KAYIKÇ’Ali diyor ki, “Sizler Tramp ve Biden…
…Onca zâlimler göçtü, Netan… olur son giden…
…Rezîl-rüsvâ oldu hep, cana işkence eden!..”
“Firavun”un asrîsi, çağdaşı ve aynısı;
“Siyonist dünyâsı”nın, “ConiHomcu ayısı!..”

İstersen “Cep-Tel”i aç, “Google”ye sor öyle bak;
Yazan yazmış okudun, vereceksin elbet hak;
“Zâlim” var ya şu “zâlim”, gördün neye müstehak!..
“Firavun”un asrîsi, çağdaşı ve aynısı;
“Siyonist dünyâsı”nın, “ConiHomcu ayısı!..”

“İbretamiz günler” var, “çok yakında” görürüz;
“Rabbimiz’e bin şükür, hayâttayız ve hür’üz;
“İmhâl” var, “ihmâl” olmaz; “haaktüh!..” tükürürüz!..
“Firavun”un asrîsi, çağdaşı ve aynısı;
“Siyonist dünyâsı”nın, “ConiHomcu ayısı!..”

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum