"Din" Ayrı, "İlim" Ayrı; "Yalan"ı Dillerinde!..

(“5 dakika tefekkür” ve “Malûmlar”a taşlama, mısra mısra haşlama):
• “Ey îmân edenler!.. Sizden olmayanları dost edinmeyin!.. Sizi şaşırtmakta kusur etmezler, işlerinizin sarpa sarmasını arzu ederler. Görmüyor musunuz buğzları ağızlarından taşmakta… Sînelerinde gizledikleri ise daha büyüktür.” (Kur’ân-ı Kerîm; 3/Âl-i İmrân Sûresi, âyet 118’den
• “Ey Allah’ım! Ben, münâfıklıktan, şikâktan (tefrikadan) ve kötü ahlâktan sana sığınırım.”, “El mer’ü men ehabbe” (Kişi, sevdiği ile beraberdir.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)
• “Münâfık: İnanmadığı hâlde, müslümanları aldatmak için, müslüman görünen kimse.” (Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü; C. 2, sy. 67)
• “Şimdi îmânı olduğu hâlde, ileride îmanının gitmesine sebep olan şeyler: (…) İslâmiyeti bozmak için uğraşanları sevmek!..” (Miftahü’l-Cennet/Mızraklı İlmihâl; Kutbüddinzâde Mehmet Efendi)
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
“Yeni Akit Gazetesi İlâhiyatçı Köşe Yazarı, Hemşehrimiz Sn. İdris Günaydın” Bey Kardeşimizin, 18.09.2023 tarihinde 10’uncu sayfada neşredilen yazısında belirttiği gibi, “1927 yılında bir milyon gayrimüslime isim, soy isimler değiştirilerek, kimsenin ruhu duymadan, ayrıca isimleri Türkçeye çevrilerek Türk kimliği/nüfus cüzdanı verildiği”, aynı sene yapılan nüfus sayımında TÜİK verilerine göre 13.648.270 olan Türkiye nüfusu içerisinde bu oranın yaklaşık 14’te 1’e tekabül ettiği târihi ve beşerî bir gerçektir.
Bunu, yukarıda “serlevha” hâlinde sunduğumuz bilgilerin yanında 31.10.2025 tarihinde “Türkiye Gazetesi”nin 3’üncü sayfasında yayınlanan ve “Sapkın Akımlar Aile Yapısını Bozmaya Çalışıyor” başlığı altında verilen “Ailede Huzurun Kaynağı: Sohbet ve Muhabbet” konulu “Cuma Hutbesi”nden dolayı rahatsızlığını belirten sözümona (Bizden(!) görünen bâzı gazete yazarları ile görüntülü basın-yayın organlarında arz-ı endâm eyleyen densizler için hatırlatmak istedik.
Bir başka hâtırlatmak istediğimiz husus da, önceki ay içerisinde 28’nci kayıp yılı dolaylısıyla hayırla yâd eyledğimiz “Tarihçi Prof. Dr. İsmet Miroğlu”nun, 2 Şubat 1992 tarihinde “Türkiye Gazetesi”nde yayınlanan bir makâlesinde dile getirdiği ve asla aklımızdan çıkarmamamız gereken şu hususlardır:
“Siyonistlerin Osmanlıyı Yıkma Plânı:
- Genç nesilleri ahlâk dışı yollara teşvik etmeli,
- Aile hayatını yıkmalı,
- Sanatı ve edebiyatı müstehcen hâle sokmalı,
-  Mânevi değerlere saygıyı yıkmalı,
- Saygıyla anılanlara, rezil ve alçakça hikâyeler uydurmalı,
- Sınırsız bir lüks, çılgınca harcamayı teşvik etmeli,
- Oyun ve eğlence teşvik edilmeli, düşünmekten alıkonmalı,
- Servet sahipleri ile işçilerin arasını bozmalı,
- Terbiyeden mahrum kimseleri başa geçirmeli,
- Devlete ait sırları ifşâ etmeli,
- Siyasi ve ekonomik bunalım çıkarmalı.”
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Biz de rahmetlinin bu dikkat çektiği hususları şöylece bir hâtırlattıktan sonra diyoruz ki:
= = = (*) = = =
Gerçektir herkes bilir; bir “dindar” var, bir “dinsiz”;
Bir de “dindar” görünüp, saldıran var “mezhebsiz”;
“Din” ayrı, “ilim” ayrı; “yalan”ı dillerinde!..
Kimi “kalemşör” olmuş, “edebsiz mi edebsiz”;
Bir “mevkûte”, bir “kanal”; “oyuncak” ellerinde!..

“Didinip-uğraşıyor”, “İslâm’ı bozmak” için;
“Diyânet’e saldırmak”, “hutbeyi yazmak” için;
“Fonlar”dan “fondaşlanmak”, daha da “azmak” için!..
Kimi “kalemşör” olmuş, “edebsiz mi edebsiz”;
Bir de “dindar” görünüp, saldıran var “mezhebsiz!..”

“Didinip-uğraşıyor”, “Siyon’a çalışıyor”;
“Din” ayrı, “ilim” ayrı; diyerek dolaşıyor;:
Kâh “RTE”ye tosluyor, “MEB” ile dalaşıyor!..
Kimi “kalemşör” olmuş, “edebsiz mi edebsiz”;
Bir de “dindar” görünüp, saldıran var “mezhebsiz!..”

“Didinip-uğraşıyor”, bazen “tatlı dilli”dir;
Kalbi “kömür karası”, sanma “yerli-millî”dir;
“Kripto”luk özünde, “ConiHom”dan “pilli”dir!..
Kimi “kalemşör” olmuş, “edebsiz mi edebsiz”;
Bir de “dindar” görünüp, saldıran var “mezhebsiz!..”

“Didinip-uğraşıyor”, “kıble”si “AB” olmuş;
“Aklı-fikri döviz”de, “borsa”sı “kâbe” olmuş;
“Dünyâsı mâmur” belli, “âh’ret hababe” olmuş!..
Kimi “kalemşör” olmuş, “edebsiz mi edebsiz”;
Bir de “dindar” görünüp, saldıran var “mezhebsiz!..”

“Didinip-uğraşıyor”, “6 Ok’un hastası”;
“Terör”den çok beslendi, yedi “birlik pastası”;
“Agop-Ataç” çömezi, “uydurukça ustası!..”
Kimi “kalemşör” olmuş, “edebsiz mi edebsiz”;
Bir de “dindar” görünüp, saldıran var “mezhebsiz!..”

KAYIKÇ’Ali diyor ki, “Siyonistçi kalemler…
...Biden, Trump uydusu, ConiHom’cu elemler…
…Şunca ekran bülbülü, ateistçe kelâmlar!..”
Kimi “çenebaz” olmuş, “edebsiz mi edebsiz”;
Kaç “mevkûte”, kaç “kanal”; “îmân-ihlâs mektebsiz?!..”