Barış Adı Altında Bölücülük Yapılıyor, Türk Devleti Tehdit Ediliyor
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Dr. Erhan Usta, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, 'barış' söylemi üzerinden Türkiye Cumhuriyeti'nin birliğine yöneltilen ifadeleri sert sözlerle eleştirdi. Usta, 'Barış adı altında bölücülük yapılıyorsa, orada durmak gerekir. Türk devleti tehdit ediliyor ama susuluyor, akıl alır iş değil' dedi.
Genel Kurul’da uluslararası sözleşmelere ilişkin kanun teklifinin görüşmeleri sırasında söz alan Usta, konuşmasına Türkiye’nin ekonomik durumuna dikkat çekerek başladı. Vatandaşın ve üreticinin derin bir ekonomik buhran yaşadığını ifade eden Usta, Meclis kürsüsünde bu gerçeklerin konuşulması gerektiğini vurguladı; “Türkiye’nin ekonomisi ciddi sıkıntıda. Vatandaşı, emeklisi, işçisi, memuru, hepsi perişan durumda. Bu perişanlığa şimdi sanayicinin, ihracatçının çaresizliği de eklendi. Ben buraya bunları konuşmak için gelmiştim, Merkez Bankası’nın raporunu da yanıma almıştım. Ama kürsüde ‘barış’ adı altında bölücülük yapılırken sessiz kalamazdım. Barış derken tehdit yapılıyorsa, barış derken bir milletin varlığına kastediliyorsa, orada durup düşünmek gerekir.”
PKK tehdit ediyor, Türk devleti susuyor
Usta, konuşmasında terör örgütü PKK’nın son dönemde yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak, devletin bu açıklamalara karşı sessiz kalmasını sert bir dille eleştirdi.
“Mart ayında PKK açık açık tehdit ediyor: ‘Türkiye taleplerimize karşılık vermezse sonu Osmanlı’dan beter olur.’ Bu, Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelmiş doğrudan bir tehdittir. Devamında ‘Türk devleti Apo’yla konuşmaya mecbur kaldı’ diyorlar. Devletimize bu cüreti kim veriyor? Kim bu örgütü bu kadar cesaretlendirdi?”
Usta, terör örgütünün bu açıklamalarında herhangi bir pişmanlık veya tövbe olmadığını, aksine kazanım dili kullanıldığını belirtti; “Bunlar ‘Biz başarı kazandık, artık başka evreye geçiyoruz’ diyorlar. Yani diyorlar ki, silahlı mücadele bitti, ama biz kazandık. Bir hata, bir pişmanlık yok. Barış olacaksa önce nedamet olur, tövbe olur. ‘Biz kırk yıldır bu millete acı yaşattık’ denir. Ama böyle bir niyetleri yok. Bu yüzden bu dilin adı barış değil, şantajdır, tehdittir.”
Usta, hükümete Türk devleti tehdit ediliyor ama susuyorsunuz diyerek seslendi
“Size şantaj mı yapılıyor, size ne yapılıyor da siz bütün bunlara rağmen bu örgüte bu cesareti veriyorsunuz? Türk devleti tehdit ediliyor, ama sessiz kalınıyor. Akıl alacak iş değil.”
Suriye’de terör devleti kuruldu, Türkiye susuyor
Konuşmasının önemli bir bölümünde Suriye’nin kuzeyinde yaşanan gelişmelere dikkat çeken Usta, bölgedeki fiilî durumun Türkiye açısından ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu belirtti; “Bu işin iki ayağı var. Birinci ayağı Suriye ayağıdır. Suriye’de bir terör devleti kurulmuştur; bu artık net bir gerçektir. Bu, İsrail ve Amerika projesidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti yönetenler buna tek bir kelime etmiyor. Bu sessizlik, kabul anlamına gelir. Bugün susanlar yarın ‘defakto durum oluştu, tanımaktan başka çaremiz yok’ diyecekler.”
Usta, hükümetin dış politikada kararlı duruş sergileyemediğini belirterek, Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin bir bir aşıldığını ifade etti; “Suriye’de bir terör yapılanması kuruldu, Türkiye ise izliyor. Eskiden ‘Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim kırmızı çizgimizdir’ deniliyordu. Bugün bu çizgi fiilen ortadan kalkmıştır. Bu milletin kırmızı çizgilerini çiğneyenlere karşı sessiz kalmak, ülkenin geleceğini tehlikeye atmaktır.”
DEM yüreklendi, PKK meşrulaştı
İYİ Partili Usta, içeride yaşanan gelişmelere de değinerek, hükümetin politikalarının dolaylı biçimde terör örgütlerine alan açtığını söyledi.
“Artık olan olmuştur. DEM yüreklendi, YPG meşrulaştı, PKK itibar kazandı. Bundan sonra yaşanacaklar onların bonusudur. Siyasi iktidarın suskunluğu, terörü meşrulaştıran bir zemine dönüşmüştür.”
Ortak vatan değil, tek vatan
Konuşmasının devamında bazı siyasi çevrelerin kullandığı “ortak vatan” ve “ana dilde eğitim” gibi kavramlara tepki gösteren Usta, bu söylemlerin Türkiye’nin üniter yapısını hedef aldığını belirtti.
“Biz aramızda hiç ‘ortak vatan’ diye bir şey konuşmadık. Çünkü bizim vatanımız ortaktır değil, tektir! ‘Ortak vatan’ dersen, iki millet var demektir. Böyle bir anlayış kabul edilemez. Bu milletin bir dili vardır, o da Türkçedir. Bu devletin resmi dili bellidir. Ana dilde eğitim tartışmasıyla, parlamentoda ana dilde konuşma talepleriyle üniter yapıyı delmeye çalışıyorlar. Buna izin veremeyiz.”
Usta, bu taleplerin masum kültürel bir hak meselesi olmadığını, “devletin milli kimliğini hedef alan sistematik bir söylem” haline geldiğini ifade etti.
“Bakın, doğrudan üniter yapıyı hedef alıyorlar. ‘Tek millet, tek dil’ ilkesi bu ülkenin temelidir. Buradan taviz verilemez. Türk milleti, etnik kökenlerin değil; ortak bir kimliğin adıdır.”
Gazi Meclis’te bebek katiline tezahürat yaptıranlara sözüm var
Usta, konuşmasını Meclis’in saygınlığına vurgu yaparak tamamladı.
“Bu Gazi Meclis’te, bebek katiline tezahürat yaptıranlara sesleniyorum: Eğer birazcık vicdanınız varsa, durup düşünün. Türk devletine diz çöktürmeye çalışanlara, tehdit savuranlara boyun eğmeyeceğiz. Bu milletin iradesi, bu Meclis’in onuru, hiçbir terör örgütüne rehin verilemez.”
Usta, milletin birlik ve bütünlüğü konusundaki kararlılığını şu sözlerle pekiştirdi; “Bu milletin bağımsızlığı, hiçbir uluslararası planın parçası değildir. Türkiye Cumhuriyeti, hiçbir terör örgütüne veya dış güce boyun eğmeyecektir. Bu ülke, bin yıllık devlet aklının mirasçısıdır. Her kim ki bu akılla, bu birlikle oynamaya kalkarsa, karşısında Türk milletini bulur.”