Benden Daha Cesuru Varsa Buyursun Gelsin!

Samsunspor A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım, son gelişmeler ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.


Benden Daha Cesuru Varsa Buyursun Gelsin!

Yılport Samsunspor A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanımız Yüksel Yıldırım, Nuri Asan Tesisleri’nde basın toplantısı düzenledi. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Yüksel Yıldırım, “Biz buraya zorla getirilmedik sevgiyle geldik. Gidersek de sevgiyle gitmemiz gerekir. Ben neden futbolcularımın eline ‘Bu şehrin çocukları Samsunsporludur’ pankartınız verdiniz. Keşke bunu tribünlere assaydınız. Dünkü maçta vardı. Tribünler bağırsaydı da futbolcular bu tür şeylerin içine çekilmeseydi’ dedim. Bu bile yanlış anlaşıldı. Ben bu şehrin çocukları Samsunsporlu olamaz diye bir şey demedim. Bazen ben kendimi anlatamıyorum. Ya da verdiğim mesajları maalesef insanlar anlayamıyor. Benim kalbim ve duruşum hep aynıdır. Bizi para değiştirmedi, bu saatten sonra da değiştirmez. Biz Samsun’u öyle benimsedik ki, benim rahmetli babam ve kardeşim Samsun’da gömüldü. Yani bizim aile kabristanlığımız Samsun’da. Biz bu memleketi kendi memleketimiz gibi benimsedik” dedi.
1996 – 1998 döneminde de İsmail Uyanık’ın yönetiminde olduğunu belirten Yüksel Yıldırım, “Ben 1996 – 1998 yılında İsmail Uyanık döneminde 2 yıl yönetim kurulunda çalışma yaptım. Beni İsmail Uyanık ile tanıştıran, benim çocukluk arkadaşım Erkurt Tutu’dur. Bakkal, kasap yöneticilere paralarını vermiyor diye küfür ediyordu. 1996 – 1998 döneminde ben yine Samsunspor’un ekonomisine el attım. O gün Samsunspor’un hiç parası yok. Yönetimde de kimse para vermiyordu. Veysel Bilen şimdi yönetim kurulumuzun üyesi, o zaman da Toprak Bank’ın genel müdürüydü. Kendisine o zaman telefon açtığımda ‘Ben Yüksel Yıldırım’a kredi veririm. Samsunspor’a vermem’ dediydi. Bende o gün yönetimdeki 20 arkadaşı arkama kefil aldım. 250 bin dolar ile Samsunspor’a kredi getirdik. Önce bakkal ve kasabın parasını verdik. Futbolcuların parasını verdik. Herkes mutluydu. Bu takım oynamaya başladı. O sene takım İnter Toto’dan Avrupa’ya gitti. Hamburg’la final oynadık. Ama maalesef o günde istediklerim yapılmadı. İsmail Uyanık ile bizim bir anlaşmamız vardı. Bu borcu bir futbolcu satarak ödeyecektik. Ama İsmail Uyanık başkan bana ‘ benim 10 yıllık emeğim var. Bir kere şampiyonluğa oynamak istiyorum. Sonra futbolcuyu satar her şeyi öderiz’ dedi. Bende tamam dedim. Sonra gittik 250 bin dolar daha borç aldık. Borcu 500 bin dolara çıkarttık. Bende işlerimden dolayı Samsun’dan İstanbul’a taşındım. Arkamdan o 500 bin dolarlık kredi bir anda 2 milyon dolara ulaşmış. Nasıl yapılmış bilmiyorum. Borcumun faizleri ödenmemiş. Temerrütte düşmüş. Borç 6,5 milyon dolardı. Samsunspor’a hacizler gelmeye başlamıştı. Ben İsmail başkana ‘borcu ödeyelim. Ben banka tarafını çözeyim sen de artık bir futbolcu sat’ dedim. Oda Cenk’i 2,5 milyon dolara Adanaspor’a sattı. Bunun 500 bin dolarını kulüp kasasında tuttu. 2 milyon dolarını da bankaya verdik. Geri kalanını da temlik yaptık. Bende Toprak Bank’la yaptığım pazarlıklar sonucu borcu 6,5 milyon dolardan 3 milyon dolara düşürdüm. 3,5 milyon dolarını sildirdik. Bunu Toprak Bank’ın yapmasının tek sebebi Samsunspor değildi, Yüksel Yıldırım’dı. Ben bu gücümü kullandım. Samsunspor için yapılması gereken ne varsa yaptım. Daha sonra da başkan borçları ödedi, kendisi ayrıldı, bende ayrıldım. Ondan sonra Samsunspor bir düşüş yaşadı” diye konuştu.
Samsunspor’un şirketleşmesi hakkında bilgi veren Yüksel Yıldırım, “1,5 sene önce geldiğimiz noktada, Samsunspor kayyuma düştü. Samsunspor para bulamadı. Kapatılıyor dendi. Yeni Samsunspor yapılacak dendi. Sonunda ya birileri gelip bu Samsunspor’u kurtaracak, ya da Samsunspor yok olacaktı. Ben İsmail başkanla Gezi Parkı olaylarının olduğu dönemden beri ‘bu Samsunspor’u şirketleştiririzi’ konuşurduk. Benim yoğun olmamdan ve borçlarımın çok olmasından dolayı bunu bir türlü gerçekleştiremedik. Ama öyle bir noktaya geldik ki, bıçak kemiğe dayandı. Samsunspor ikinci lige düştü, kayyum da bırakınca bizde armasında Atatürk olan tek takımın kapanmasına gönlümüz bizim rıza vermez. Bizim çocukluğumuz takımı. Biz İsmail başkanla bir karar verdik. İsmail başkana ben ‘ben seni maddi olarak destekleyeceğim. Git adaylığını koy ama bir şartla git Samsunspor’u şirketleştireceksin. Bizde şirketi satın alıp, bu takımı bir profesyonel olarak yöneteceğiz’ dedim. Biz bunda hem fikir kaldık. İsmail başkan benim desteğim ile gelip, 1,5 sene önce aday olup, sizlerin de şirketleşmeye olur vermenizle Samsunspor şirketleşti. Erkurt Tutu döneminde, Fuat Köktaş geçmişte bana gelip, ‘Yüksel bey ne olur, bizim elimizde yetki var. Bu Samsunspor’u şirketleştirelim. Gel bunu al. Bunu yapabilecek tek kişi sensin. Samsunspor’un sana ihtiyacı var’ dedikleri zaman oldu. Bende ‘hayır’ dedim. İnsanlar bana soruyor. ‘Niye geçmişte gelmedin de şimdi geldin’ diye. Benim o kadar borcum vardı ki, ben o zaman gelmiş olsaydım. Bugün Yıldırım Holding belki batardı. Benim 51 ülkede 14 bin tane maaş verdiğim adam var. Bunların aileleri var. Ben bir sosyal sorumluluk yapıyorum. Bu insanlara maaş vermekle, her devlete elektrik, su, vergi vermekle yükümlü bir kurumun sahibiyim. Yani Samsunspor’u biz sevmemizden değil, bizim Samsunspor’dan önceliklerimiz vardı. Samsunspor sahipsiz kaldığı gün biz düğmeye bastık. İsmail başkanla biz geldik, burada şirketleşme yapıldı ve biz şirketi Samsunspor Futbol Kulübü A.Ş. olarak yaptıktan sonra çalışmaya başladık. Ama maalesef gördüm ki, 2 hafta önce İsmail başkan burada konuşma yaparken, ‘geçmiş olsun’ dendi. ‘Ben hasta falan değilim’ dedi. ‘istifa ettiniz’ dediniz, ‘ben istifa etmedim’ dedi. Samsunspor Kulübü Derneği bir yapıdır. Buranın seçilmiş bir başkanı var. Diğer taraftan da Samsunspor derneğinin kurduğu bir anonim şirket var. Oda Samsunspor Futbol Kulübü A.Ş. Yani Yılport A.Ş. diye bir şey yok. Yılport A.Ş. tamamen benim ailemin sahip olduğu bir şirkettir. Yılport sadece Samsunspor’a isim sponsorluğu yapıyor. Samsunspor’un adını biz asla değiştirmedik. Samsunspor Futbol Kulübü A.Ş. diye bir şirket var. Kar yaptığı gün devlete vergisini vermekle yükümlü. Samsunspor Kulübü Derneği ile Samsunspor Futbol Kulübü A.Ş. arasında organik bir bağ var. Bu organik bağı hiçbiriniz yok edemezsiniz. Ben bile yok edemem. Ben Samsunspor A.Ş.’nin sahibiyim ama Samsunspor Derneğinin sahibi Samsunlulardır. Bu dernek de Samsunspor’un üzerinde bir yönetsel etkinliği var. Yani ben armayı, renklerini değiştiremem”.
Geçen sezon başarının var gibi gözüktüğünü ama aslında olmadığını ifade eden Yüksel Yıldırım, “2 hafta önce İsmail başkan burada ‘bir sportif başarı olmadı’ dedi. Konuşmasının sonlarına doğru da ‘sportif başarı var. Biz niye başarısız ki’ dedi. Başarı var gibi ama başarı yok. Biz ölmüş bir takımı dirilttik. Bu bir başarı. Kayyum 1,5 milyon TL’yi bulamadı takım küme düştü. Keşke birinci ligde kalmış olsaydı da biz birinci ligden alsaydık. Biz bugün ya Süper Lig’de oynuyorduk ya da bu sene birinci ligin şampiyonluğun en büyük adayı oluyorduk. Ama bilmediğimiz bir lige düştük. Buradan çıkmaya çalışıyoruz. Bu lig bizim ligimiz değil. Bize gelen her takım bizi oynatmamaya karşı oynuyor. Bize karşı aşırı derece hırslı oynuyor. Bizde nedense maalesef istediğimiz oyunu oynayamıyoruz. Geçen sene çok hızlı bir giriş yapmamız gerekiyordu. Haziran ayında yönetim oldu. Oyuncular gitmiş, kulüp darmadağın olmuş. Lig geliyor. İsmail başkan bana ‘bana güven ben takımı kuracağım’ bende İsmail başkana ‘yüzde 100 güveniyorum. Maddi manevi arkandayım’ Bir tane oyuncu alınırken bana sorulmadı. Geçen sene alınan oyuncuların hepsi İsmail başkan ve çevresindeki kişilerce yapılmış transferdir. Ben sadece paralarını verdim. İsimlerini bile bilmedim. Onun için geçen seneki başarı veya başarısızlıktaki benim hiçbir katkım yok. Maddi destek dışında. Alınan oyuncular burada. İyisi veya kötüsü, ben bunları savunmuyorum. Biz bir takım yaptık. Ama takım olamadık. Maalesef 2 tane hoca değiştirdik. Şampiyon olamadık. Play-Off’da elendik. Bende kalktım bu kadar para harcamış bu kulübün büyük ortağı olarak hesap sordum. Burası kömür veya televizyon şirketi değil diyor. Evet, burası bir futbol şirketi. Ama bu şirketin de bir sorumlulukları ve bilançosu var. Harcadığımız paranın nereden geldiğini kimse sormuyor. Ama biz sorduğumuzda ‘biz hesap mı vereceğiz’ deniyor. Evet, gerekiyorsa hesap verilecek. Benim param dediğimde beni paracı yapınız. Üzüldüm, o gece uyuyamadım”.
Dünyada endüstriyel futbolun geçerli olduğunu ifade eden Yüksel Yıldırım, “Bana geçen sene bu takım çok rahat şampiyon olacak dendi. Kurulduğunda Emin Kar bana ‘benim ve Erkurt Tutu döneminde bile böyle bir takım kurmadık başkanım. İnanılmaz bir Samsunspor, biz evimizdeki 17 maçı alacağız’ dedi. İsmail başkan da bana ‘Yüksel sana söz veriyorum, 17’nci maçın sonunda ilk yarı bittiğinde biz şampiyonluğumuzu ilan edeceğiz’ bende ona ‘başkanım uçma, 34’üncü maçın sonu olsun ben razıyım’. Yok dedi ‘20’nci maçın sonu’ bende yine uçma deyince ‘o zaman 24’ dedi. Ama biz 34 maçta bir kere lider olamadık. Başarı bu mu olacak. En azından birkaç hafta lider olurduk sonra liderlikten düşerdik. Biz hep takip eden olduk. Play-Off’lara kaldık. Play-Off’ların da ilk maçında elendik. Bu kadar beklenti ile gelmiş bir iş adamı olarak ve futbolu bu kadar bilen insanlar olarak o grup, hani İsmail Uyanık televizyonlarda kalkıp ‘üst akıl’ dedi. Ben merak ettim üst akıl kim. Açıkladı, imparator Celil, kral Serkan, Emin Kar, Ercan Koloğlu dedi. Benim bu insanlarla hayatımda hiçbir işim olmadı. Bunlara karşı benim nefretim de olamaz. Bunlar Samsunspor’da futbol oynamış hepsi benim dönemimde maaşlarını ödediğim çocuklar. Bilmiyorlar. Ben onların primlerini ve maaşlarını ödedim ama onların haberi yok. Ben bir akşam tweet attığımda ‘Play-Off’lardan sonra ak ile kara belli olacak’ dedim. Bu mesajımı insanlar hep yanlış anlamış. ‘Biz eğer bu ligden çıkıyorsak aklarla devam edeceğiz. Bu takım içinde bize deste olamayan karaları da terk edip gideceğiz. Biz yeni oyuncular alacağız’ dedik. Eğer çıkamazsak da biz bunu yeniden yapılandıracaksak sadece futbolcular açısından değil, orada scouting diye geçinenler, İsmail başkanın dediği üst akıl ile yani hepsi ile kimler bize faydalı, kimler faydasız vedalaşmaydı. Ak ile kara buydu. İsmail başkan da dâhil herkes kötü anlama çekildi. Ben bunu iyi anlamda söyledim. Fenerbahçe’de Galatasaray’da her sene oyuncu değiştiriyor. Getiriyor, tutmuyor sonra gönderiyor. Benim de dediğim ak ile kara buydu. Samsunspor’da oynayanlar kalacak oynamayanlar gidecek. Samsunspor eğer teknik kadrosunda veya yönetimde Samsunspor’a faydalı olmayan birileri varsa çekip gidecek, biz göndereceğiz. Daha iyi yapacağına inandıklarımızı getireceğiz. Biz bunu söyledik. Bu Samsunspor illa Samsun’un adamları ile bir yere gidecek diye bir şey yok. Bütün her taraf yapılanmaya gidiyor. Dünyada endüstriyel futbol diye bir şey çıktı. Artık para konuşuyor. Bugün Mancherter United seyircilerinin karşı çıkmasına rağmen Mancherter United Amerikalılara satıldığında adamlar 800 milyon paund verip aldılar. Macherter’in sahipleri Amerika’da yaşıyor. Liverpool’un sahipleri Amerika’da, Chelsea’ninki Rusya’da yaşıyor. Artık kulüpler şirketleşiyor. Sahipleri o şehrin içinden değil, dünyanın başka bir yerlerinden geliyor. Siz zannediyor musunuz Yüksel Yıldırım yüzlerce yıl yaşayacak. Bende bir gün vefat edeceğim ama Samsunspor burada kalacak. Samsunspor yaşayacak hem de yeni bir sahibi ile yaşayacak. Sahibi ölünce Samsunspor’da o sahibiyle birlikte ölmeyecek. Artık Samsunspor para üreten bir endüstriyel kurum olacak. Bunun sahipleri Çinli de olabilir, Katarlı da olabilir. İstanbul’dan biri de olabilir. Önemli olan Samsunspor’un başarısı. Dünyadaki futbolu anlayalım. Futbolda milyarlar, trilyonlara varacak bir durum geliyor. Transferlere bakıyoruz yüzlerce milyarlar konuşuluyor. Kulüp değerleri milyar dolarlar. Samsunspor’da bir değer henüz yaratılmadı. Demek ki biz daha işin başındayız. Samsunspor’u önce bir isim yapacağız”.
Samsunspor’u layık olduğu yere getirmek için geldiğinin altını çizen Yüksel Yıldırım, “Ben Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet beyle konuştuğumda bana ‘ben Samsunspor’un ismini duyduğumda kaçacak yer arıyordum. Spor Toto’nun başındaydım. Bakanımız Akif Çağatay Kılıç beni para için arıyordu. Türkiye’de en fazla para alan kulüp Samsunspor’du oda küme düşürüldü. Ben bunu hazmediyorum’ dedi. Bende kendisine ‘Bana izin verin. Ben o Samsunspor’u Avrupa takımlarının oynadığı liglerde oynatacağım’ dedim. Onun için Samsunspor’u kötü düşüren ben değilim. Benden önceki başkanların resimleri hepsi kulüpteki duvarda asılı. Onlara hesap sorun bana sormayın. Ben gönül işi olarak Samsunspor’a hizmet etmeye geldim. Benim tek sevdam bu. Ben buraya para yapmaya gelmedim. İsmail başkanla yola çıktım. İsmail başkan bana ‘Yüksel olur mu ben Samsunspor’dan para yapacağım. Benim Samsunspor’dan başka projem yok’ Bende ona ‘başkan lütfen biraz realistik ol. Biz daha ikinci ligdeyiz. Birinci sene çıkamadık. Bu kadar para gitti. Yarın birinci lige çıkarsak. Belki oradan da ilk yıl çıkamayacağız. Her gittiğimiz yerde transfer yapacağız. Bizim her sene en az 50-60 milyon TL’miz gidecek. Süper lige çıktığımızda bu 100’ler olacak. 5-6 sene üst üste koyduğunda bu giden paranın haddi hesabı yok. Biz hangi oyuncumuzu satıp para kazanacağız. Lütfen ayaklarımız yere bassın. Bizim Samsunspor’da para kazanma gibi bir şansımız yok ama inşallah altyapımızdan çıkaracağımız oyunculardan çıkartacağımız paralarla biz ancak yaşantımızı sürdürebiliriz’ dedim. Samsunspor’u layık ettiği yeri getirmek için ben buraya geldim. Hava atmaya gelmedim. Çocukken hayranı olduğum takımın 60 yaşından sonra sahibi olacağım, dünyada kazandığım paraları bunun uğrunda harcayacağım hiç aklımın ucundan geçmiyordu. Ben Samsunspor’a hizmet etmeye geldim. Vermeye geldim, almaya değil”.
Artık herkesin Samsunspor’a gelmek için can attığını belirten Yüksel Yıldırım, “Biz İsmail başkanla geçen sezon sonu oturduk. Akla karaları koyduk masaya. Aramızda konuştuk, tartıştık ama Samsunspor için yaptık. İsmail başkanla benim aramda asla ve asla kişisel problem yok. İsmail başkanın düşünce tarzı, çalışma tarzı, yaşam tarzı, bakış tarzı benimle uymuyor. Bu halde bile ikimiz bir araya Samsunspor için geldik. Elimizden geleni yaptık. Beraber çalışmak için kavgalar da ettik. Bugünlere geldik. Baktık ki olmuyor. Olmaması da gayet normal. İsmail başkana ben ‘sen artık üst akıllarında hareket edemezsin. Ben o üst akılları kabul etmiyorum. Böyle bir kavramı hiç sevmiyorum. Benim üst aklım olmaz. Olsa olsa danışmanım olur, altımda bana çalışan olur. Bana akıl verir bende onun ücretini öderim’ Böyle üst akıl diye birilerine gideceğim de soracağım diye bir şey yok. O zaman buralara gelmemiz lazım. Bu kişilerle ben gideceksem Samsun’un vay haline diyorum. Bu futbolu bilen o kadar iyi insanlar var ki, artık siz bunları getirirsiniz. Artık insanlar Samsunspor’a gelmek için can atıyor. İstanbul’da o menajerler beni arayıp Samsunspor ile nasıl işbirliği yapacaklarını soruyorlar. Lütfen bize inanın ve bize destek verin. Biz doğru insanlarla, profesyonel insanlarla şirketi yöneteceğiz. Artık şirketleştik. Bu kulüp bilançosuyla devlete hesap veriyor. Yarın bu şirket borçla battığında devlet benim iflasımı ister. Onun için bizim her harcadığımız kuruşu 5 kere düşünerek harcamamız gerekiyor. Öyle bir maç yeniyoruz diye soyunma odasına gidip de ‘ben primi 2 katına yapıyorum’ diyemezsin. Ben oryantal başkan değilim. Bu oyuncular buraya gelirken bizimle pazarlık yaptılar. Hiçbiri aldığı paranın altında gelmedi. Hepsi ya aldığı parayı istedi ya da üstünde istedi. Çünkü ‘ben üst ligden alt lige geliyorum. Bunun için daha iyi ücret almam lazım’ dediler. Haklılar. Bende futbolcu olsam Süper Ligdeysem ikinci lige geliyorsam, kariyerimi düşürüyorum o zaman bunu para için yaparım. Bizde bu oyuncuları bilerek getirdik. Biz o topçuların her ay tıkır tıkır parasını ödüyoruz. Ben bu şehre hizmet vermeye, bir şeyler yapmaya geldim. O nedenle biz İsmail başkanla bir şey de anlaştık. O da biz bu sene ortak karar alacağız. Öyle de yapmaya başladık. İsmet hocayla yolları ayırdıktan sonra ilk olarak Tolunay Kafkas ile görüştük. Tolunay’da bizi istedi bizde onu istedik. Tolunay bize ‘bana bir gün süre verin. Bir problemim var. Çözebilirsem geleceğim’ dedi. Ertesi gün gelemeyeceğini söyledi. Bizde kendisine teşekkür ettik. İrfan Buz’la görüştük. İlk görüşmede anlaşamadık. İsmail başkan 2 gün sonra İrfan Buz’u çok istediğini ve kendisiyle özel olarak görüşmek istediğini söyledi ve gerçekten de ikna etti. Ücretinde hoca indirim yaptı bizde biraz yukarı çıktık. Ortak bir yerde buluştuk. Daha sonra 1+1+1 olarak imzalaştık. Şampiyonluk primleri de gayet güzeldi. Şampiyon olmak için kendi takımını kurmak istedi. Bizde onay verdik. Bizim scouting ekibinin listesi ile kendi listesinden oyuncular seçti. Hocanın istediği ile transferler yapıldı. Bazı oyuncularla anlaştık, bazılarıyla da anlaşamadık. Anlaşamadığımız nokta paraydı. Bu oyuncuların hepsine yönetim olarak karar verdik. İsmail Uyanık tek başına karar vermedi. Geçmişte bana twettir’den Bahattin ve Samet soruldu. Bende ona ‘bunu bana sorma alanlara sor’ deyince birilerinin morali bozuluyor. Ben almadım ki”.
Genel Menajer Mustafa Aztopal’ın kesinlikle hiçbir futbolcuyu kendisinin transfer etmediğinin altını çizen Yüksel Yıldırım, “İsmail başkanla yeni döneme başladık. İyi de gidiyordu. Sonradan yavaş yavaş aramızdaki iletişim zayıflamaya başladı. Benim yönetim şeklimle onun yönetim şekli uyuşmaz oldu. Mustafa Aztopal’ı, Yücel Uyar’ı İsmail başkanımız getirdi ama onları savunan adam oldum. Bunlar benim getirdiğim adamlar değil. Mustafa Aztopal asla ve asla hiçbir futbolcuyu kendisi transfer etmedi. Sadece biz ona ‘şu adama git pazarlık yap’ dedik. Menajeriyle, futbolcuyla konuştu hep bizi bilgilendirdi. Bizim doğrultumuzda yapabildiğini yaptı. Yapamadığında İsmail başkan devreye girdi. Bir ekip çalışması yaptık. Sanki bu takımı Mustafa Aztopal kurmuş gibi gösterildi. Yücel Uyar’ı biz Samsunspor Futbol Akademisinin başına getirdik. Bu akademi de Türkiye’de örnek bir akademi olsun diye Genk ile işbirliğine girdik. Biz asla Yücel hocaya eşortman giydirip bu takımın hocası olsun istemedik. İrfan Buz hoca da aniden gidince bizde şok olduk. O geçiş döneminde bu takıma bir hoca lazımdı. Yücel hoca, altyapıdan hocalarla birlikte 4 hafta bu takıma sahip çıktı ve 4 galibiyet ile bize teslim ettiler. Hem Yücel hocaya hem Recep hocaya hem de ekibine tek tek teşekkür ediyorum”.
İsmail Uyanık ile kendi arasında iletişimin zayıflamasından sonra tedirginliklerin başladığını ifade eden Yüksel Yıldırım, “Bizim İsmail başkanla iletişimimiz zayıflayınca, kulüpte bazı şeyler gitmeyip, futbol yazarları takımı kriterize etmeye başlayınca bizim de içimizde tedirginlikler başladı. Bunları çözmek için düşündük. Bazı şeyler baktık ki olmuyor. Bir akşam İsmail başkanla İstanbul’da, ben, Mustafa Kemal Erkanat ve Veysel Bilen’le birlikte oturduk konuştuk. Baktık ki kafa yapımız uymuyor. Burada çift başlılık başladı. Bu çift başlılık takıma zarar verecek. İsmail başkana ben ‘sen derneğin başkanısın. Gel bu kulübü sen satın al. Benim de ne kadar harcadığımın hepsi yazılı. Gereken indirimi yaparım’ dedim. İsmail başkanda ‘benim param olsa ben kendim yapardım. Benim param yok. Bu işi yapacak da kimsem yok. Samsunspor’un da benden çok sana ihtiyacı var. Benim gitmem lazım. Senin Samsunspor’da kalman lazım’ dedi. Bu laflar İsmail Uyanık’ın ağzından çıkan laflar. İsmail başkan bir akşam beni aradı benimle teke tek görüşmek istedi. Bende ‘tamam’ dedim. Zonguldak maçı sonrası benimle görüşecekti. Yine bana birileri bir tweet attı bende oradan onlara tweet attım. İsmail başkanda sinirlenip basın toplantısı yapıp ortaklıktan ayrıldığını açıkladı. Ben İsmail’i çok seviyorum ama bu aramızdaki farklılıklar giderilecek gibi değil. Çok üzüldüm. O gün güzel şeyler söyledi ama bazı yerlerinde beni üzdü. Beni paracı yaptı. İçinizden biriniz kendinizi benim yerime koyun. Bu şirketin yüzde 100’ü bende. Yüzde 33’ünü İsmail Uyanık’a verecektik ama halen bazı şartları kabul etmedi. Bir türlü imza atamadık. Ama İsmail Uyanık kâğıt üzerinde bu şirketin yüzde 33’üne ortak olmak istedi. Bende İsmail’e ‘İsmailciğim 1 lira para vermiyorsun’ dedim. Oda ‘3 yıl içinde para bulup almış olacağım’ dedi. Sonra 5 yıl yaptı. Paracı biri olsam ben şimdi isterdim. İsmail Uyanık bu 1,5 yıl içinde cebinden 1 lira para Samsunspor’a harcamadı. Bütün parayı ben harcadım. İsmail Uyanık’a biz ‘biz seni CEO yapalım. Burada cebinden de boş yere para harcama. Biz kulüp olarak biz sana maaş verelim’ dedim. Biz bunu İstanbul’da konuştuk. Bu konuşmayı İsmail Uyanık, ben ve Mustafa Erkanat biliyor. 2 gün sonra Samsun’daki gazeteler ‘İsmail Uyanık 50 bin TL maaş alıyor’ diye yazıyor. Ben ve Mustafa Erkanat söylemedi. İsmail başkana sorduğumda da ‘bilmiyorum’ dedi. O zaman ‘ben o gazeteciyi bulacağım. Kimin yaptığını soracağım’ dediğimde bana ‘yapma’ dedi. Evet, geçen sene biz İsmail’e her ay 50 bin TL maaş verdik. Bu sene de devam edilmesini istedi ben ‘hayır’ dedim. Çünkü ben ona ‘ağabeyimle ayrıldım. Samsunspor’un içinde yok. Şirket desteklemiyor. Ben şahsi paramla yapıyorum. Böyle bir durumda benim daha böyle verecek bir param yok. Artık senin de bu kulüpte yatıp kalkmana gerek yok. Mustafa Aztopal var, Yücel Uyar var, hocalarımız var. Buraya haftanın 2-3 günü gelirsin’ dedim. ‘yok, ben burada kalacağım. Benim Samsunspor’dan başka projem yok. Ben burada yatarım, kalkarım. Senin bildiğin gibi futbol yönetilmez’ dedi. Orada zaten kopma başladı. İsmail başkan kulübün içinde yatıp kalkarak kulübü yönetmek istedi. Bizde profesyonellerle yönetmek istedik. Benim 200 tane şirketim var. Bir tarafı Çin, bir tarafı Peru. Hepsinin başına gidip yatıp kalkıyor muyum? Hepsini kontrol etme şansım yok. Biz Samsunspor’u kurumsal bir yapıda yönetmek istiyoruz. Bugün itibariyle ben böyle bir yapıyla gideceğimi söylüyorum. Gerektiğinde geleceğim”.
İsmail Uyanık ile düşman olma gibi bir lüksünün olmadığını ve dost kalacaklarını belirten Yüksel Yıldırım, “İsmail Uyanık ortaklıktan ayrıldı ama hisselerin yüzde 100 bende. Onun için sadece İsmail Uyanık ortaklıktaki verilmiş söz bitti. Kendisi çekildi ama Samsunspor Kulübü Derneği’nin başkanı. Bu kulübün dernek direk hiçbir ilişkisi yok ama organik ilişkisi var. Burada Samsunspor A.Ş. ile dernek el ele çalışmak zorunda. Onun için biz İsmail başkanla düşman olma gibi bir lüksüm yok. Dost kalmamız lazım. Samsunspor’un başarısı için, menfaati için bunun böyle devam etmesi lazım. Biz her zaman aynı masaya oturacağız, Samsunspor’u tartışacağız ama maalesef ortak olamayacağız. Samsun beni paracı yaktı. Nasıl olduğunu anlamadım ama ben para konuşan bir iş adamıyım. Ben sıfırdan geldim. İlkokula giderken ben lastik ayakkabıyla okula gittim. Biz bu Samsunspor’a bu kadar para veriyorsak da birilerini de hesap sormamız lazım. Ben İsmail başkandan bir gün ‘Başkan şu paramı versene’ demedim. Ya da ‘başkanım şu ödemeleri yap’ demedim. Futbolcuların maaşını ben ödedim. Çalışanların maaşını ben ödüyorum. Samsunspor deplasmanlara gidiyordu oteller almıyordu ama şimdi alıyorlar. Samsunspor uçağa biniyor parası ödeniyor. Bu paraları Yüksel Yıldırım ödüyor. Bu paraları öderken niye beni takdir etmiyorsunuz da toprağın dibine gömüyorsunuz. İsmail başkan Afyon maçında soyunma odasına inmiş primleri 2 katı yaptığını söylüyor. Sonra da ben ödemiyorum. Ödemem öncesinden primleri anlaşmışız. Ödenmeyince futbolcular bana sitem ediyorlar. Niye ben kötü oluyorum. Ben söz vermedim. Söz veren gitsin yapsın. Amed maçında iğrenç bir futbol oynadık. Siz seyrederken utanmadınız mı? Bu maçın primi var. Ben vermedim diye kötü oldum”.
Samsunspor’u dünya takımı yapmak istediklerini belirten Yüksel Yıldırım, “Bana 3-5 çapulcu tweet atıyor. ‘Al paranı git’ tamam verin gideyim. Ben bu Samsun’a sevdalı olarak geldim. Kendi ayaklarımla geldim. Kimse kafama silah dayamadı. Ben böyle geliyorsam, 3-5 tane de çapulcu bana ‘git, sen bizim başkanımız değilsin’ diyerek gideceğimi mi zannediyorsunuz. Hiçbir yere gitmiyorum. Ben Ertuğrul Sağlam ile Türkiye tarihinde bir ilke imza atarak 5 yıllık anlaşma imzaladım. Demek ki bende Ertuğrul Sağlam ile birlikte 5 yıl daha buradayım. Samsunspor’u ben ne satıyorum ne de bırakıp bir yere gidiyorum. Ben Samsunspor’u söz verdiğim yere getireceğim. Bunu da Ertuğrul hocamla birlikte yapacağız. İleride Avrupa’dan takımlar alacağım. Samsunspor’un altyapısındaki oyuncuları oraya göndereceğiz ve orada oynatacağız. Avrupa tecrübesi yaptıracağız. Bizim böyle bir vizyonumuz var. Artık düdüğü de ben çalacağım, tokmağı da ben çalacağım. Buraya bir ekip kuracağım ve biz olarak hareket edeceğiz. Burada profesyonel bir yönetim şekli olacak ve Samsunspor emin ellerde çok iyi bir şekilde yönetilecek. Samsunspor’u kurumsal bir yapıyla yönetilebiliyormuşuzu göreceksiniz. Ben bu takıma bugün itibariyle artık çapa attım, kök saldım. Kalacağım. Büyük Samsunspor taraftarına sesleniyorum. Buradayım, kalacağım. Samsunspor için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. Kesenin ağzını sonuna kadar açacağım. Yeter ki Samsunspor sadece bu şehre değil, Türkiye’ye zaferler kazandırsın. Bu kadar iddialı söylüyorum. Benim gelecek hedeflerim var. Benim yurt dışı rüyam var. Samsunspor bizim sayemizde bir dünya takımı olmak için artık yola çıktı. Bunu iftiharla söylüyorum. Bunu bize Ertuğrul Sağlam hocamız yapacak. Bende sonuna kadar arkasında duruyorum. İsmail başkanımla birlikte Ertuğrul Sağlam’ı getirmek istedik. İsmail başkanım ortaklıktan ayrılınca ben Ertuğrul’a gittim ve konuştum. Geçen sene Ertuğrul Sağlam’a gittik. Sıkı bir pazarlık yaptık. Ertuğrul hiçbir zaman gelmek istemedi. Bizde onu ‘belki parayla ikna ederiz’ dedik. Ertuğrul da bana ‘olay para değil. Ben Samsun’a bu sene gelemem’ dedi. Hatta gelmemek için yüksek paralar söyledi. Biz onlara bile ‘evet’ dedik. Ertuğrul yine gelmedi. Başka bir sebepleri vardı. Bana anlattı bende haklı bulduk onu. Bizde ona Samsunspor’un sana ihtiyacı olduğunda gelir misin dedik oda bize geleceğini söyledi. İrfan Buz gittikten sonra birçok hoca ismi atıldı. Eğer hocam bu takımda bir transfer ihtiyacı görürse onu yapacağım. Çünkü biz bu ligden çıkmak istiyoruz. Eğer Manisa Futbol Kulübü tökezlemezse Play-Off’lardan çıkacağız. Tökezlerse inşallah birinci olarak çıkacağız. Sonuna kadar biz Samsunspor olarak sonuna kadar şampiyonluğu kovalayacağız. Hiçbir işimizi şansa bırakmayacağız. İnşallah bu seneyi şampiyon olarak göğüslemek istiyoruz. Bir üst ligde de bu takımın şampiyon olması için yurt dışından gerekli oyuncuları, elimizdeki oyuncularla çok güzel bir kadro yapıp, hiç beklemeden süper lige çıkmak istiyoruz. Bizim buralarda vakit kaybetme lüksümüz yok. Sokağa atacak paramız da yok. Biz yeterinde ikinci ligde kaldık”.
İsmail Uyanık’a teşekkür eden Yüksel Yıldırım, “İsmail Başkan’a teşekkür ediyorum. 1,5 yıl burada benimle yol arkadaşlığı yaptığı. Beni ikna edip Samsunspor’a getirdi. Yoksa asla kendisi gelmeyecekti. Ben onu destekledim. Oda beni buraya gelmemi ikna etti. İkimiz el ele geldik. Ama maalesef bazı sebeplerden dolayı uyuşamadık. İsmail başkan Samsunspor için hepimizden daha sevdalı. Uzakta da dursa, yakında da dursa her zaman Samsunspor’a desteğini verecek. Bizde her zaman onun desteğine ihtiyacımız olduğunu söylüyorum. İsmail başkanla bizim dostluğumuz devam edecektir. Bunun asla kimsenin bozmasına da müsaade etmeyeceğim. Meyve veren ağaca da anormal şekilde taşlar atılacaktır. Bu ligler değil, ileride korkutan bir kulüp olmasını istiyoruz. Çünkü Yüksel Yıldırım’ı iş dünyası tanıyor. Ertuğrul Sağlam’ı almadan önce Samsun’dan birkaç arkadaş beni aradı. Bana ‘Yüksel sen yanlış yapıyorsun. Ertuğrul’u getiriyorsun ama o kırmızı kart yemiş, Fetocudur’ dendi. Bende Servet Yardımcı’yı aradım bana 15 dakika sonra döndü. Hiçbir problem olmadığını tertemiz olduğunu söyledi. Bizde kendisiyle 5 yıl anlaşma yaptık”
Artık insanların Samsunspor’u kıskanmaya başladığını ifade eden Yüksel Yıldırım, “İnsanlar artık kıskanmaya başladı. ‘Yüksel Yıldırım Samsun’a dünyanın 4 bir tarafında kazandığı parayı getirip harcıyor’ diye. Çünkü eskiden Samsunspor paraya muhtaçtı. Kapı kapı dolaşıp para alıyordu. İnsanlarda Samsunspor’u istediği gibi kullanıyordu. Bitti o günler. Artık Samsunspor kendi ayakları üzerinde duran, arkasında Yıldırım Holding desteği olan vizyoner bir başkanıyla artık yoluna devam ediyor. Onun için bu vizyonerliğimi ben Samsunspor’da yeni bir sayfa açarak bir devrim yaratacağız. Eski başkanlar gibi olmayacağım. Yüksel Yıldırım Samsunspor’a gelmiş geçmiş en eğitimli bir iş adamı. Onun için Samsunspor kendi içinden yetiştirdiği çocuğa kapılarını sonuna kadar açtı. Biz bu kapıları kırarak açmadık. Şimdi bayrağı devraldık. Yolumuza başarılar yazarak devam edeceğiz. Ben Samsunspor’un her türlü servetten ve paradan daha üstün bir değer olduğunu söylüyorum. Samsunspor bu şehrin en büyük markasıdır. Samsunspor’u başka yere götürmüyoruz. Burada tutuyoruz. Sizler bu kulübü denetleyenler olacaksınız. Maddi desteğimi hiçbir karşılık beklemeden sürdüreceğim. Herkes elinden geldiği kadar Samsunspor’a yapacağını yapsın. Maça gelsin. Stadı doldursun, forma alsın. Bende takım için ne gerekiyorsa yapacağım. Taraftarlarımıza sesleniyorum. Lütfen stadı dolduralım. Takım, takım olmak için söz verdi. Kulüp şahane formalar yaptı. Yeni formalarımızdan alın. Taraftarımızın birleşmesini istiyorum. Dışarıda ayrı olabilirler ama stada girdikten sonra Samsunspor’a tek bir vücut olarak rakip takımları bozguna uğratalım. Futbolcularımızda sizin desteğiniz ile çıkıp oynasın. Oynamadıkları zaman biz hesabı soralım. Bu oyuncularımızı yıpratmayalım, küfür etmeyelim. Bu oyuncularımız bizim değer verdiğimiz formayı giyiyorlar. Oynamayanı zaten göndeririz. Geçmişte benim bazı sözlerim yanlış anlaşıldı ya da ben anlatmayı beceremedim. Belirli kişilere verdiğim bazı mesajlar hiç kastım olmayan çok olumsuz anlamlarda kullanılabildi. Ben Samsun’da forma satışını tetiklemek için 10 bin forma kampanyası başlatacaktım. Sheraton Otel’de toplantı olacaktı sonra iptal edildi. Ben orada valimizi, belediye başkanlarımızı, iş dünyasını çağırıp hepsine biner veya ikişer bin formaya zorlayacaktım. Bende 10 bin forma alacaktım. En azından toplamda 50-100 bin formaya zorlayacaktım. Sonra 2 bin forma aldım. Çocuklarımı buraya gönderdim. Garip ve Zeycan Yıldırım Vakfı adıyla burada derneğimiz okullar belirledi. Bizde bu okullara gidip forma verdik. Maalesef orada Trabzonlu ya da Trabzonspor forması giyen bir öğrenciye benim kızım çocuğa sorarak forma giydirdi. Bu yanlış aksedildi. Trabzonlular ve Samsunlular buna tepki verdi. Sonra Samsunspor benim haberim olmadan o haftaki maça ‘Bu şehrin çocukları Samsunsporludur’ diye bir pankartla çıktı. Bu pankartta hiçbir yanlış yok. Burada ben ‘bizim futbolcularımıza bu pankartı verip, bu tartışmaya futbolcular da niye alet ediliyor’ dedim. Sahaya bu pankartla çıkılmaması yanlıştı özür diliyorum dedim. Ben Trabzonlulardan özür dilemedim. Sonra İsmail başkan çıktı niye özür diliyorsun dedi. Taraftarlarımız 90 dakika çıkıp ‘Bu şehrin çocukları Samsunsporludur’ desin bunu destekliyorum. Dünkü maçta o pankartı gördüm. Çok güzel. Ama futbolcuları bu tür şeylere alet etmeyelim. Eline pankartı verdiğimiz futbolcuların hiçbiri de Samsunlu değildi. Sadece kaleci hariç. Bazen insanlar benim söylediklerimi ya anlamıyor ya da ben kendimi anlatamıyorum”.
Samsunspor’un cesur yürekli başkanı olmaya geldiğini belirten Yüksel Yıldırım, “Ben buraya para kazanmaya gelmedim. Hayatımda kazanmadığım başarıyı Samsunspor’da kazanmaya geldim. Samsunspor böyle başarılara aç ve muhtaç. Bunu böyle yapacağıma inandığım için geldim. Şehrim için üreteyim diye geldim. Benim bu takıma katkım her şeyden önce benim bilgim ve deneyimlerimle olacak. Takibi para desteğim olacak ama sizlerin de bu kulübe bir katkısı olacağına inanıyorum. Para önemlidir ama her şey değildir. Benim tepkim beni para babası olarak görenledir. Ben Samsunspor’a para babası olmaya gelmedim. Ben Samsunsporumuzun cesur yürekli başkanı olmaya geldim. Türkiye ekonomik krizden geçerken, şirketler bin liralara muhtaçken ben yüz milyon liradan fazla para harcadım. Bu çılgınlığı Türkiye’de yapan tek ben cesur yürek. Bende kendimi yüreğine inanan insan olarak görüyorum. Kendimi cesur yürekli bir başkan olarak görüyorum. Benden daha cesuru varsa buyursun gelsin. Ben takımımı başarıya ulaştırmaya, şehrimi dünya çapında tanıtmaya geldim. Bu parayla yapamayacağımız işleri yapmaya geldim. Ben buraya 100 milyon koymuşum. 100 milyonu bırakıp gidecek biri değilim. Ben buraya bir çınar ağacı gibi kök salacağım. Bir yere de gitmiyorum. Vali bey bana dün ‘Ben 1,5 milyonu bulsaydım bu takım şu anda birinci ligdeydi’ dedi. Niye bu şehir 1,5 milyon lirayı vermedi. Bana paranı alda git diyenler. Ben buraya paramla baskı kurmaya, sizlerin karşısında şov yapmaya gelmedim. Beni bu kadar paracı yapıyorsanız, kimden para istedim. Herkes benden para aldı ama paracı başkan ben oldum. Benim itibarımın şehrimin itibarı olduğunu söylüyorum. Bu şehir artık bu saatten sonra itibarını yükseltmeye başladı. İtibarlı bir başkan bugün kulübü yönetiyor. Yeni bir yapılanmaya gideceğim. Yönetim kurulu ve altında bir komite kuracağız. Forma satışı, promosyonlar için komite, bizim kamu ile ilgili ilişkilerimiz için komite olacak”.
Kendisi hakkında yalan haber yapan internet sitesini mahkemeye vereceğini ifade eden Yüksel Yıldırım, “Geçen hafta ismini vermeyen birisi beni üzen bir haber yaptı. Onu mahkemeye vereceğim. Avukatlarım gerekli işlemlere başlıyor. Beni FETÖ’cü gibi yapmışlar. Burada bir organize kuruldu. ‘İsmail Uyanık gitti, şimdi Yüksel Yıldırım’ı nasıl yeriz. O gittikten sonra Samsunspor çökecek. Sonra da Ertuğrul’u göndeririz. Samsunspor sahipsiz kalacak. Samsunspor BAL ligine gidecek’ Ben buradan söylüyorum. Bunun savaşını vereceğim. Asla hak etmediğim bir şey. Benim eşim Japon Ortodoks kilisesinin rahibiymiş. Benim eşim siyahi Amerikalı. Babası bir çelik fabrikasında asgari ücretle çalışan bir işçiydi. Şimdi rahmetli oldu. Bu adamı California’da papaz yapmışlar. Papazlar, kiliseler, Fethullah Gülen’le ilişkileri varmış. Ben Amerika’ya gittiğimde Türkleri tanımıyordum. Zamanla tanıdım. Sonra onlarla silikon vadisinin orada top oynadık. Hürriyet gazetesinde bunu anlattığım zaman abiler dedim. Sonra bu site ‘bu ağabeyler kimler’ dedi. Ben bu adamlarla futbol oynarken ne diyeceğim. Amca mı diyeceğim. Biz büyüklerimize her zaman ağabey deriz. Şimdi FETÖ’de ağabey çıktı diye bu lafı da mı kullanmayacağız. Fuat Köktaş’a destek verdiğimizi yazmış. Evet destek verdik. Biz Samsun’un çocuğuyuz, Fuat Köktaş da Samsun’un çocuğu. Rahmetli kardeşimin de en yakın arkadaşıydı. Bizim buradaki ticari ilişkimizi FETÖ’cülük işine getiriyor. Burada yazılanlar çok art niyetli. Bu yazıların tamamı yalan”.
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Yüksel Yıldırım, “Benim hakkında yapılan haberler, Mustafa Aztopal ve Yücel Uyar ile ilgili yapılan haberlerin bir komplo olabileceği düşüncesindeyim. Bu Samsunspor düşmanları da olabilir, Samsunspor’un içinde olup da Yüksel başkanın olmasını istemeyenlerde olabilir. Ama bir saldırı altında olduğunu hissediyorum. Çünkü böyle bir ekonomik ortamda cebinden 100 milyon TL’nin üzerinde bir para harcayan adama böyle yapmak normal bir aklın alamayacağı bir şeydir. Birisi halen ‘sen bizim başkanımız değilsin. Bizim başkanımız efsane İsmail Uyanık’tır’ deyip de bizi yoka sayan bir zihniyeti ben anlayamıyorum. Ben İsmail başkan şunu yapmıştır demiyorum. Ben kraldan çok kralcılık yapanlar var diyorum. Serkan Aykut’u sokakta görsem tanımam. Zamanında futbolcuyken maaşını ben ödedim. Kendisi bilmez. Ben İsmail Uyanık altında yönetici iken paralar benden çıkıyordu ama herkes İsmail Uyanık’ı tanıyordu. Bugün bana küfür etmediği, hakaret etmediği şeyler yok. Başkası benim yerimde olsa direk savcılığa gider dava açar. İsmail başkana söyledim ‘şunlara söyle yapmasınlar’ dedim. Oda beceremiyor. Celil, Samsunspor’a geldiğinde benden iyisi yoktu. Jübilesi için sattığı biletlerin çoğunu alan benim. Teşekkür yazısı yazdı gazetelere. Biz Samsunspor’un yetiştirdiği değerlere sahip çıktık. Celil’e İsmail başkan kapıyı açtı ama başarı olmayıp ben ‘kendi istediğim ekiple yola çıkmak istiyorum’ deyip de bu insanlarla ilişkiyi kestiğimizde Celil, Serkan, Emin hepsi bize belli yerlerde, belli gazetelerde haber yaptırdı. Ben geçen sene Celil’in çocuğunu ben okuttum. Her ay burs verdim. Cenk’in çocuğuna aynı şekilde burs verdim. Celil çocuğunu aynı şekilde okutmak için İsmail başkana mesaj attı. İsmail başkan benden rica etti. Bende yapmıyorum dedim. Yediği kabın içine etti. Bana zarar verme yan tarafta dur. Belki bir gün Samsunspor’un sana ihtiyacı olur”.
Dernek ile Samsunspor A.Ş.’nin beraber çalışmak zorunda olduğunun altını çizen Yüksel Yıldırım, “Arasında organik bir bağ var. Dernek yaptırıcı rolleri var. Bizde dernekle beraber çalışmak zorundayız. Bu tesisleri kullanabilmek için derneğe her ay kira veriyoruz. Şuan dernek yönetimi, A.Ş. ile henüz bir iletişime geçmiş durumda değil. Derneği başkanı İsmail Uyanık’tır. Bizimle çalışmak zorunda olması gerekiyor. Bu çalışma ileriki günlerde nasıl olacak bilmiyoruz. Oradan da istifa ederse, biz Samsunspor derneğini sahipsiz bırakacak halimiz yok. El ele çalışmak gerektiği için bizim o derneğe gerekiyorsa bizim desteğimizle yeni bir yönetim seçilir. Yine Samsun’un içinden pırıl pırıl insanlar gelir. Hem derneği yönetirler hem de futbol A.Ş. ile bir çalışma yapar. Sonuçta kazanan büyük Samsunspor taraftarı olur, Samsunspor olur. Bu iki kurumun et ve tırnak gibi birbirinden ayrılmaması gerekiyor. 3 ay önce TFF Başkanı Nihat Özdemir, ‘3 yıl içinde bütün dernekler bitecek, her şey A.Ş. olacak’ dedi. Samsunspor bunu geleceği önceden görüp yapanlardan biri. Onun için Samsunspor bugün taktir kazanıyor. Ben bugün ‘burayı kapatıyorum gidiyorum’ diyemem. Çünkü burası bir şirket ve gitmek istediğinde kapatmak zorundasın. Ticari sicile gidip şirketin kapanması için uğraşacaksınız. Ben şirketi kapatıp futbolu derneğe verdiğim zaman 2 sene öncesine dönecek. Şuanda dernek sıfır borçlu. Bu derneğe başkan olmak için şimdi 100 kişi kuyruğa gidecek. Ben bırakıp gidiyorum dediğim zaman kimseden harcadığım 100 küsür milyon TL’yi alamıyorum. Alma şansım yok. Samsunspor’un adı çok kötüye çıkmıştı. İsmail Uyanık’la biz ilk sene bunları kırmaya çalıştık. Hiçbir futbolcu gelmiyordu. Biz futbolculara fazla paralar verdik. Biz buradan hızlı çıkacağız diye başkan en iyi futbolcuları almaya çalıştı. Oyuncular hızlı alındığı için pazarlıklar yapılmadı. Bazı menajerler üzerinden bu transferler yapıldı. O oyuncuların değerinin ne olduğunu bilmiyordum. Ucuz mu pahalı mı bilmiyordum ama şimdi biliyorum” dedi.